Çıtını dahi çıkarmadan orada, o koltukta oturmak zorundaydı. Aksi taktirde daha kötüsü olacaktı. Ödeyeceği bedel, git gide ağırlaşacaktı. Neden bir bedel ödemek zorunda olduğunu bir türlü anlamasa durum böyleydi ve bu durumu kabullenip kabullenmemesi hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. Daha önce değiştirmediğine göre… Koltukta otururken; herkesin sırayla gelip onun ne kadar işe yaramaz birisi olduğunu söylemesi, onun da bunları itirazsız dinlemesi gerekiyordu. Herkes, otuz kişiydi. Otuz kişinin teker teker, o gün hissettiği tüm olumsuz hislerini toplayıp bir çöp tenekesine boşaltırcasına boşaltmasına tahammül etmesi gerekiyordu. Kişiden kişiye değişen bir seyir işliyordu bu durum. Bazıları hep aynı şeyi sayarken; bir kısmı onu gözlemleyip o …