“Eskiden lüna parklar daha zevkliydi. Bu ne böyle yav! Köydeki Deli Düldül bile daha çok sarsardı beni sırtına bindiğimde. Bu mu bizi heyecanlandıracak yani? Bırak Allah aşkına çocuğum!” Haklıydı ninem. Halbu ki teknoloji gelişmişti. Daha deli olabilirdi her şey. Daha uçuk… Oysa sadece sallanıyorduk şu an. Ani dönüşler ve ani salıntılarla kotarmaya çalışıyorlardı. Neden luna parka gitmiştik ki? Hiçbir şey eğlenceli değildi burada. Kendi fotoğrafımızın çıktısını almamızı öneren bir standın başında acı bir kahkaha attı ninem. Ekrandan yüzünü buruşturan bir fotoğrafını gösterip: “Ayyy, ne güzel eğlenemiyoruz mu diyeceğiz de bu saçma kartpostalları alacağız ay ol? Eskiden dağlardan inen şelaleler alırdık …
Etiket: teknoloji
01.11.2018
Onu sevmediğimi biliyor ama ondan vazgeçemiyordum. Peki neydi hissettiğim? Onu da bilmiyordum. Bazen sevmediğini bilmek yetmiyordu demek ki. Bazen sevmeyişinin bile üzerine gitmek gerekiyordu. Tamam da ne yapabilirdim ki? Konuşmaya başladım. İpe sapa gelmeyen konular açıyor, onu lafa tutuyordum. Sırf sesini dinlemek, sözlerini işitebilmek; mantığını, bakış açısını anlayabilmek için. Ya daha çok sevebilmek; ya da; “Bunu mu sevmişim ben,” diyebilmek için. Peki ne fark etmişti? Hiçbir şey…Ben hâlâ onu sevmediğimi düşünüyor, hâlâ aklımdan çıkaramıyordum. Bir tek şey değişmişti, onu daha fazla anladığımı hissediyordum. Bundan hoşnut ya da hoşnutsuz değildim ama. Onu yargılayamıyordum; çünkü kafam tam çalışmıyordu yanında. Vazgeçemeyişimin nedenini bile …