Saatine baktı ve onu yaslanmakta olduğu köprünün korkuluklarından attı. Pahalı bir saatti. Sonra, bir tasarım dükkanından aldığı şapkasını çıkardı ve onu da saatine eşlik etmesi için korkuluktan yolladı. Fazlasıyla pahalı, yılan derisinden yapılmış kemerini de… Ardından ceketini çıkartıp ceplerini kontrol etti. Bir sakız falı… Kağıdı açıp bir daha okudu. Belki de ilk kez okuyordu, anımsayamadı. Onu da denize attı. Elini cebine bir daha daldırdı ve yumruğunun içindeki bir kolye ucuyla çıkarttı. Bir fil şeklindeydi. Önce atmaya kıyamadı; ama şöyle bir kendisini sarstıktan sonra son gücüyle fırlattı onu da. Diğer cebine geçmişti. Bu kez bir çakmak ve bir sigara tabakası çıkarttı. …