21.12.2018

Doğuştan kuduzdu. Evet, bu hastalık kimseye bulaşmazdı; ama genetiğinde böyle bir şey vardı. Sık aralıklarla salya üretir, irtifalı yerlerdeymiş gibi oksijen kapmak istercesine soluklar alır, sudan nefret eder, karanlığı sever, en ufak şeye kızar ve incir çekirdeğini doldurmayan şeylerden nem kapıp huysuzluk nöbetleri geçirirdi. Vücut ısısı da pek fazlaydı kendisini bildi bileli. Ayrıca, cinsel iştahı çok küçük yaşta artmış, başını sık sık derde sokmasına neden olmuştu. Sudan hoşlanmamasına rağmen kudurganlığını beslediği, onun kendi doğal ortamında hissetmesini, rahatlamasını sağladığı için alkole bayılırdı. Alkolü mezelere katarak tükettiği bile olurdu. Katı kıvamlı, kaymak gibi haydarinin içine en sertinden bir çay bardağı alkol… O …

Okumaya Devam Et

24.12.2017

Mutsuz bir adamdım ben. Gerçeklik serumuna benzeyen bir şey icat etmiştim. Bunu içen insanlar en kötü düşüncelerini, saklama gereğini duyduğu hislerini ilan ediyorlardı. Bunu insanlara içiriyor ve bekliyordum. İğrenç sırlarını dinliyordum sonra. Bereket herhangi bir eylem yapmıyor, sadece konuşuyordu çoğu. Birkaçı denemişti gerçi akıllarındakini eyleme geçirmeyi… Zaten kırk-kırk beş dakika sonra etkisi geçiyor, hiçbir şey hatırlamıyorlardı. Bir gün bir kızla tanıştım. Yirmi üç yaşındaydı. O kadar umutsuz ve o kadar iyi bir insandı ki, önce hakkında hayal kırıklığına uğramaktan, onu sevmekten vazgeçmekten korktuğumdan o içkiyi içirmeye cesaret edemedim. O kadar iyi bir insandı ki, eğer o da kötü çıkarsa dünyaya …

Okumaya Devam Et