12.11.2023

Onlar… Yıldızlara ve aya bakıp dönerek etraflarında ve çevresinde dönerek birbirlerinin, Uluyup ya da haykırıp yıldızlara ve aya ve dönerek onlar gibi boyuna, Nar rengi kanın akmadığı bir oyun oynuyorlardı. *** Cırcır böceklerinin öttüğü bir yaz gecesiydi. Deringece dört ayağı ve gövdesiyle koşuyor, koşuyordu. Peşinde koştuğu bir canlı vardı ama onu yemek niyetiyle koşmuyordu. Tek istediği önüne çıkmaktı. Ondan sonrasına onu yakaladıktan sonra karar verebilirdi… Belki de üzerine çıkar ve biraz tepinirdi. Ya da pençelerinden biriyle tembel tembel tutar ve utkuyla uluyup onu kızdırırdı. Önemli olan o değildi şimdilik. Tek düşündüğü onu tutmaktı. Ve uzun bir sıçrayış… Ve evet! Yakalamıştı …

Okumaya Devam Et

08.04.2020

Karyolasından çıkmak için elini insan kemiklerinden yapılmış korkuluklara götürdü, onlardan destek alıp üzerinden atlayarak çıktı. Kapısının tokmağı da kemiklerden yapılmıştı. İdam edilmesine karar verip infazı kendi elleriyle uyguladığı insanların kemikleriydi bunlar. Onlarla yaşayarak onları unutmamayı, kararlarının bedelini ödemeyi düşünmüştü böyle yaparken. Başlarda işe yaramıştı da… ama şimdi kemikler gözünde onlara tutunup destek alacak kadar sıradanlaşmıştı. Evet, insanları infaz etmek kirli bir iş olduğundan böyle bir şey yapmadan defalarca düşünüyordu ama o kemikler gözünde materyalden ileri gitmiyordu artık. Başka bir şey yapmalıydı. Yine de; ne yaparsa yapsın biliyordu ki, liderliği bırakmadığı taktirde hiçbir şey değişmeyecek, eninde sonunda ona da alışacaktı. O …

Okumaya Devam Et