08.05.2020

Baslar her yerde sanki. Durduğum yerde yürüyormuşum gibi geliyor. Dayandığım ahşap tabure zangırdayıp beni adeta ileri itiyor. Oturacak kadar güvende hissetmiyorum kendimi. Sanki müziğin sallamasıyla o uzun ince ayaklar kırılıverecek ve ben ters çevrilmiş bir kaplumbağadan beter bir şekilde düşüvereceğim olduğum yere. Daha kötüsü, kimse bunun farkına bile varmayacak, insanlar hiçbir şey olmamış gibi müzikle tepinmeye devam edecekler. Müzik kendisini tekrarlayacak, tekrarlayacak, tekrarlayacak. Zamanın farkına bile varamadan oracıkta, patlamış mısır kalıntıları, tuzlu fıstık kabukları ve yuvarlanmakta olan zavallı tek tük leblebilerin ortasında kalakalacağım. Tabii ne kadar temizleseler de asla çıkmayacak o mide bulandırıcı kusmuk kokusunun hemen dibinde… Burada ne işim …

Okumaya Devam Et