Bir orman cini misali, ağaçtan ağaca, kayadan toprağa, dereden tepeye sekmeyi; bir kuş gibi göklerde uçmayı severdi geceleri. Bazen de gündüzleri… Bir kedisi vardı. Sfenks Kedisi diyorlardı cinsine. Tüyleri kadife gibiydi ve daima üşürdü bunun için. Isıtıcılar ısıtmazdı onu fakat. Sadece onun vücut ısısıyla ısınırdı bu kedi. Yaralarını yalar, kan dolaşımı oluştururdu yatalak bedeninde. Rüyalarında ruhunu kurtarabilirdi bedeninin esaretinden, yatak ve yorganının yumuşak parmaklıklarından. Bir sürü insan tanımıştı. Her gece daha uzağa kaymıştı. Balta girmemiş yerlerdeki en ıssız yosunun altındaki kayaya dokunabilmişti. Oysa uyandığında… Bir gün, bir ruh gezgininden öğrendi kedisiyle konuşabileceğini. Ve konuştu. Yalvardı ona bir pençede bitirmesi için …
Etiket: sfenks
01.12.2017
Canı sıkkındı. Öyle sıkkındı ki, eğer sıkıntısını içinde tutarsa kalbi, yüreği değil kalbi, ciddi ciddi patlayabilirdi. Kan basıncı yükselirdi ve hoop… Birisiyle konuşmalıydı. Hiç kimse de yoktu çevresinde konuşabileceği. Amaçsızca yürürken bir parkta soyut bir heykele rastladı. Sfenkse benzeyen bir heykel… Vücut parçaları üçten fazla yaratıktan alınma bir sfenkse… Heykelin önüne geldi ve konuşmaya başladı. Kendisinden, sıkıntısından, insanlardan bahsetti. Konuştukça konuşuyordu. Soluğu tıkansa, ağzı kurusa da konuşuyordu. Kimseler uğramıyordu oralara o vakitler nasılsa. Bir ayak sesi duyana kadar konuşmaya devam etti. Ertesi gün yine gitti oraya. Yine kaldığı cümleyi tamamlayarak devam etti konuşmasına. Yine bir ayak sesi duyana kadar devam …