31.07.2018

Bir noktaydı. Cümle sonlarındaki nokta, noktalığına ilişkin küçük bir yan anlamdı sadece. O her anlamıyla nokta olduğunu hissediyordu. ‘nokta’ sözcüğünün tüm anlamlarını içerdiğini düşünüyordu. Nokta ideasının ta kendisiydi o. Çizgileri oluşturan noktaların hepsi oydu. Öyle hissediyordu. Tüm noktalarla bağlantılı olduğunu, hepsinin kendisi olduğunu… Bir ruhunun olması bile bununla ilgiliydi. Ruh, bir nokta kadar ve noktadan ibaretti. Öyle olmalıydı, o buna inanıyordu. Zaten onun için bir ahiret günü söz konusu olamazdı. Her şey bir nokta kadar ahirdi çünkü. Bu inancı boş inanç gibi görünebilirdi ilk bakışta ama her şeyi oluşturan şey noktalar, yani bir tek nokta olduğuna göre, her şeye aynı …

Okumaya Devam Et

16.07.2018

Son gülen olmak, son sözü söylemek, son anına kadar … yapmak, ya da olmak… Son… Son… Son… ah! Bu insanlar bilmez midir ki, ilkin olmadığı yerde son da olmaz. Bilmezler mi ki, zaman sadece saatlerdedir… Güneş, ay ya da gezegenlerde bile değildir zaman. Onlar bile bilir, söndükleri an yanacaklarını ve bu anın hiç kadar az bir an olduğunu ve her şeyin hep böyle olmaya devam ettiğini… “Hiç” ile, hiçlikle aramızda bir kıl payı mesafe olduğunu ve her defasında, yani hiçbir defasında o mesafenin aşılmayacağını; ama aşılmadığında bile hiçin, hiçliğin bize şah damarımızdan da yakın olduğunu. Bunları düşünürken; son yudumumu da …

Okumaya Devam Et