25.10.2018

Zemin kötüydü. Bisikletimi süremiyordum. İnip yedeğime aldım. Yokuş dikti, taşlarla ve irili ufaklı çukurlarla kaplıydı. Yine de gitmekte olduğum yoldan hiç kimse döndüremezdi beni. Gitmek istediğim yer bir uçurumun başıydı. Ve sonra… Bisikletin üzerinde uçurumdan atlamak suretiyle ölen, belki de bir şekilde yaşamaya devam edecek olan nadir insanlardan olacaktım. Belki de tek insan…

Okumaya Devam Et

19.10.2018

“Rakına buz ister misin hanım kızım?” “Yok, buzsuz ve susuz içerim ben amcacığım, sağ olasın…” “Peki evladım, sağlığına.” “Sağlığınıza… Balıklar çok iyi kızarmış, ellerinize sağlık.” “Afiyet olsun. Senin bana yaptığın şeyden sonra lafı bile olmaz, Allah razı olsun senden.” “ne demek amca, benim işim bu.” “Olur mu yavrum, kim hiç tanımadığı bir insan için mesleğini tehlikeye sokar?” “Ben…” “Eh, o belli oluyor da; neden bunu yapıyorsun be kızım? Kendimi unutup senin için korkmaya başladım. Utanıyorum… Ya bir şey olursa diye yüreğim yerinden oynuyor. Vicdan azabı beni mahveder eğer öyle bir şey olursa. Hiç başlamasak mı acaba?” Fakir bir hanede, sallanan, …

Okumaya Devam Et

16.07.2018

Son gülen olmak, son sözü söylemek, son anına kadar … yapmak, ya da olmak… Son… Son… Son… ah! Bu insanlar bilmez midir ki, ilkin olmadığı yerde son da olmaz. Bilmezler mi ki, zaman sadece saatlerdedir… Güneş, ay ya da gezegenlerde bile değildir zaman. Onlar bile bilir, söndükleri an yanacaklarını ve bu anın hiç kadar az bir an olduğunu ve her şeyin hep böyle olmaya devam ettiğini… “Hiç” ile, hiçlikle aramızda bir kıl payı mesafe olduğunu ve her defasında, yani hiçbir defasında o mesafenin aşılmayacağını; ama aşılmadığında bile hiçin, hiçliğin bize şah damarımızdan da yakın olduğunu. Bunları düşünürken; son yudumumu da …

Okumaya Devam Et