Stephen King’in Çılgınlığın Ötesi… Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sı… Oscar Wilde’ın Dorian Gray’in Portresi… Bu kitapları okuduktan sonra devamlı portre ağırlıklı sergilere gider olmuştum. Aptallıktı, biliyordum; ama umut etmekten bir türlü kendimi alamıyordum. Bir portrenin canlanmasını umuyordum. Canlanıp benimle konuşmasını. Eğer yağlı boyadan yapılmışsa hafif keskin, baş ağrıtan bir ses tonu, sulu boyaysa belli belirsiz, buğulu, hatta cinsiyetsiz bir sesi, yok karakalemse sesinin tonunun ayağı yere basan, son derece tok olduğunu hayal ediyordum ister istemez. Tablolara sık sık dokunduğum için görevliler tarafından uyarılmaktan bıkmıştım ama kendimi zapt edemiyordum. Sanki dokunmazsam canlı olup olmadığına emin olamayacaktım. Onun için çerçeveli tablolardan hiç …
Etiket: tablo
08.06.2018
İnsanların işaret parmak kemiklerinin ilk boğumlarını kullanarak mozaikler yapıyordu. Bunun için ya mezarları soyuyordu ya da tıbbi atıkları. Yapmak istediği, dokunmaya yarayan bir organı, dokunulabilir kılmaktı. Üstelik kemik rengi mozaik için harikaydı. Neler yapmamıştı ki… Aslında ancak dokunularak ayırdına varabileceğiniz şeyler yapıyordu. Görsel yanılmalarla dolu bir mozaiği, sadece dokunarak anlamanız için elinden geleni yaptığı ve bu konuda epey başarılı olduğu rahatlıkla söylenebilirdi. Sonra sadece göz kapaklarını kullanarak görsel şeyler yapmaya başladı. Ardından dili kullanarak her tattan yiyecekler… Kulağı kullanarak sadece işittiğinizde tam olarak anlayabileceğiniz tablosesler… Tabloses, onun icat ettiği bir şeydi. Retina hareketini izleyip oranın sesini kulağına veren tablo şeklinde …