Oltu taşından takılar, çoğunlukla tesbihler yapıp satardı. Küçücük boncuklara harfler oyar, onları, boncuk boncuk, iplere, tellere ya da misinalara dizerek kelime ve cümlelere dönüştürürdü. Takıların ya da tesbihlerin bir yerlerine, çoğunlukla klipslerine veya imamelerine küçük bir büyüteç aynacık koyardı. İşte onlarla bu harfleri okumayı kolaylaştırmaya çalışırdı. İnsanların takılarında ya da tesbihlerinde ne yazdığını bilmesini isterdi elbet ama daha çok yazmakla ilgilenirdi o. Doksan dokuzluk tesbihlere Allah’ın doksan dokuz ismini yazardı. Onun dışındaki tesbihlere farklı şeyler yazmayı tercih ederdi. İyi ahlaktan, şiddetin değil, düşünerek eyleme geçmenin öneminden bahseden küçük kıssalar ya da hikâyeler. Sadece bu yazılanların çoğunlukla otuz üç sözcük olmasına …