24.11.2019

Yıllar önce, ilk karşılaştığımızda ne kadar şaşkın olduğunu düşünmemin sebebi onu küçümsemiş olmak değildi. Kendi şaşkınlığımın bir benzerini görmüştüm sadece. Bir yere ilk gittiğimde oluşan o her şeyin oturmuşluğundan dolayı olan sakinlikteki halim bana tuhaf gelirdi hep. Kendi oluşturduğum çıkıntıdan rahatsız olurdum. İnsanların da öyle olduğunu düşünürdüm. Oturmuş şeyleri görmenin şaşkınlığı da cabası… Biraz zaman geçtiğinde benim de oraya oturacağımı ve çıkıntının artık olmayacağını bilirdim ama yine de böyle bir yere nasıl oturabileceğimi bir türlü kestiremezdim. “Böyle bir yer” dediğim yer, belli bir zaman sonra, ‘bizim orası’ olacaktı, hep olurdu, bilirdim… Yine de hep diğer oturmuşlarla aramda bir kot farkı …

Okumaya Devam Et

26.05.2018

Maden suyumu yudumlarken; midemin rahatlamasını sağlayan bir sıvının varlığına şükran duymaktaydım. Yine de keşke midemle ilgilenen bir sıvı olduğu gibi ruhumla da ilgilenebilen bir sıvı olsaydı. İlgiye o kadar muhtaçtım ki, işlevi mide rahatlatmak olan bir şeye, sanki bir şansı varmış, sanki işlevini sırf benim için yapıyormuş gibi davranmıştım. Aslında olanları duygusal nedenlere bağlayıp onları yine kendi yapıştırdığımız duygu ve bahanelere bulayarak kendimize servis edip afiyetle yemek, her zaman ve her yerde hiç fark etmeden uyguladığımız bir rutindi. Hem de her insan için geçerliydi bu durum. Maden suyunu bile şikayetçi olduğum yoksunluklarıma bağlamıştım. Bundan ötesi ne olabilirdi ki? Neden nankörlük …

Okumaya Devam Et