Her yerde kıtlık hakimdi. İnsanlar yiyecek ve su bulamadıkları için telef oluyordu. Hayvanlarsa vahşileşmişti ve onlar da ölüyordu; ancak daha toprağa düşerken yem oluyorlardı diğer hayvanlara. Çok nadir olarak da insanlara… Vahşi doğaya çıkmaya cesaret edebilen çok az insan vardı. Açlık korkudan büyük değildi… Korkuyorlardı çünkü efsanelerle doldurulmuştu kulakları. Her nasılsa depolanmış şeker kristalleri dışında enerji verecek bir şey yoktu ve bu kristaller, bir türlü tükenmiyordu. Nasıl oluştukları, nereden geldikleri de bilinmiyordu. Sadece depolardan çıkarılıp günlük olarak paylaştırılıyordu o kadar. Sekiz yıldır… Şeker pahalı bir şeydi eskiden oysa. Uzun süreçler istiyordu üretilmesi. Bu kadar bol ve kolay bulunması şüphe uyandırıcıydı. …
Etiket: çilek
20.12.2018
Halı dokumayı hiç sevmezdi ama geçimini bununla sağlamak zorundaydı. Makineyle dokunan halılardansa, zenginler onların dokuduklarını aldıkları için, bu teknoloji çağında, el tezgahıyla, halı dokuyorlardı. Hem de büyük bir gururla… Baba mesleklerini, dede mesleklerini yaptıkları içindi o saçma sapan gurur… İnsanlar onlardan bir alıp bine satarken; onlar böyle bir şey için gururlanabiliyorlardı işte. Kendisini körler ülkesinde görebilen tek kişi gibi hissediyordu. Üstelik herkes gelip gelip gözüne parmak atıyor, her defasında biraz daha körleştiriyordu onu… Yine de bir halı vardı dokumakta olduğu… Bu halıdaki deseni kendisi yarattığı için mi bilinmez, çok seviyordu . Satılmasını istemiyordu ama yapılacak bir şey de yoktu… Halının …