28.01.2019

Ölmüştün; artık geri gelmeyecektin; ama seni görmek istiyordum. Tam boy bir fotoğrafına bakarak ve kendimden bir şeyler de ekleyerek tam boy bir heykelini yapacaktım ve stüdyo dairemin tam ortasına yerleştirecektim. Önce demir ve tellerden bir armatür yapmalıydım. Hurdacıya gittim ve bir sürü demir aldım. Elektrikçiden bir sürü bakır tel… Kaynak makinesi de kiraladım kiralık ekipmanlar bulunduran bir yerden. Demirler kir pas içindeydi. Temizleyip pırıl pırıl parlattım onları. Heykelin içinde olacaktı ve görünmeyecekti ama ben bilecektim kirli olduklarını eğer temizlemezsem de içten içe vicdan azabı duyacaktım. Demirleri birbirlerine kaynatarak, telleri aralara dolayarak; seninle, vücudunla hiç ilgili olmayan, her heykelde bulunacak olan …

Okumaya Devam Et

31.12.2018

Küçük bir çocuktu. O zamanlarda bile kendisini görünmez hissediyor, göründüğü, yani görünebilir hissettiği zamanlarda bile görünmezliğin hasretini çekiyordu. Kimse tarafından görünmemek güzeldi. Bir tek kendine hesap verebiliyordun ve hiçbir parazit olmuyordu etrafta. Seni yanlış yönlendirecek hiç kimse… Ona göre, toplumun kılavuzluğu kadar yanıltacak hiçbir şey yoktu insanı. Bunun farkındaydı. O parazitler de toplumun kılavuzluğunca aşılanmış, o virüs tarafından işgal edilmiş insanlardı. Yine de toplum olmasa hiçbir şeyin de olmayacağını biliyordu. Bir toplumun içinde var olabilmesi, görünmesi gerekiyordu. Yeni bir yıla beslenen umudun saçmalığına inansa bile herkese, yani ona söyleyen herkese “İyi yıllar,” diyordu sözgelimi. Ya da doğum gününün kutlanması onu …

Okumaya Devam Et