12.10.2018

Güzel bir leopardı. Yetişkinken yanıma gelmiş ve kimseye zarar vermemeyi seçerek yanımda yaşamak istemişti sessizce. Şehrin ortasında, devasa bir leoparı hiç zorluk çekmeden beslemek… Trafik kazasında parçalanmış hayvanlar, öldürülmeye terk edilmiş yavrular ve çöplerle besleniyordu. İşin tuhafı, onu doyuracak kadar trafikte ezilen hayvan, can çekişen yavru oluyordu şehirde. Her çöpü yiyemiyordu doğası gereğince; ama çöpten buldukları da takviye sayılıyordu. Neden benim yanıma geldiğini bilmiyordum; ama onu kabullenip sevmiştim. Zararsız oyunlar oynuyor, rahatlamak istediğimizde vücut ısılarımızı ve soluklarımızı paylaşarak birbirimize eşlik ediyorduk. O avlanıyordu, ben çalışıyordum. Böylece geçinip gidiyorduk. Kimse onu görmüyordu…

Okumaya Devam Et

02.06.2018

Vızır vızır geçen arabaların arasında yavaş yavaş yürüyordu. O kadar sakindi ki, onu o arabaların arasında görenler, bir deniz kıyısında yürüyüş yaparcasına yürüdüğünü gördüklerinde, gerçekliğin ikiye bölündüğünü düşünüyorlardı bir anlığına. Bir anlığına, gerçeklik iki ihtimale bölünüyordu. Bir ihtimalde arabalar varken diğer ihtimalde de genç kadının sakin yürüyüşü vardı ve iki ihtimal aynı sahnede var olamazdı. Gerçekliğe ters düşüyordu bu hengamede bu sakinlik ya da bu sakinlikte bu hengame. Ve zaten, nasıl oluyordu da arabalardan birisi olsun kadını ezmiyordu? Nasıl oluyordu da kadının gözü bile seyirmiyordu. Kör ve sağır olsa bile derisi arabaların oluşturduğu rüzgarda ürperir, burnu arabaların egzoz kokularıyla seyirirdi.. …

Okumaya Devam Et