27.04.2023

O zamanlar, yaşıyorken, iş görebiliyorken zaman hızla geçiyor gibiydi. Oysa burada, şu dükkandaki aynı rafın üstünde, tozum bile silinmeden dururken nasıl geçsin ki! Binlerce yıldır yaşadığımdan zamanı gayet iyi bilirim. Her saniyenin önemini… Aslında sadece yaşımdan değil, daha çok zamanı acıyla ölçtüğümden. Bir kırbacın acıyı her haliyle bilmesinden daha doğal ne olabilir ki? Hele bir de benim gibi görkemli oldun mu işin çok olur, böylece çok daha deneyimli olursun. Bronz bir ahtapot başı ve dokuz deri kayışın yerleşebileceği dokuz kolu olan bir kırbaçsanız… Bir de ahtapot gagasına benzer bir parçanız da oldu mu, Tüm işleri siz almışsınız demektir. Acı çektirmek …

Okumaya Devam Et

25.12.2018

“Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” Allah’ın bir garibi, bunu devamlı söyleyerek meydanda daireler çiziyordu. Daha doğrusu sorarak… Herkese, çoğu zaman da boşluğa… Elinde bir kırbaç, kazayla cevap verdiğin an… Bereket ki denk getiremiyordu. Belki de isabet ettirmek gibi bir derdi yoktu. Zaten kimse cevap vermiyordu ki… Ben bir kere cevap vereyim dedim, o anda da kırbacı yedim. Yani hemen hemen… Ne zaman meydana gitsem rastlıyordum ona. Her gün orada mıydı; tesadüfen mi karşılaşıyorduk, bilmiyordum. Beni rahatsız eden, ses tonuydu. Hep aynı ton… Devamlı aynı ton! Sanki bir hatip konuşmasına başlıyor, sanki bir şair yazdığı bir şiirin ilk dizesini okuyor, sanki bir politikacı, hiç …

Okumaya Devam Et

06.04.2018

Kırbacı belinden çözüp bağlı olan çocuğun göz hizasında çeşitli şekillerde kıvırmaya başladı. Sanki gölge oyunlarıyla küçük kardeşini ya da çocuğunu güldürmeye çalışıyordu. Yüzünde muzip bir gülümsemeyle, önce bir sincap resmi yaptı bileklerinin hareketleriyle. Kırbacı şaklattıktan sonra bir de ayıcık yaptı. Sonra küçük bir çöp adam… Çocuk, ağzı açık onu izliyordu. Nasıl bu kadar hünerli olabiliyordu? Kırbaç çok uzundu. Aniden çöp adamın çocuğa göre sağ kolu, çocuğun şaşkın yüzünde kırmızı bir iz bıraktı. Çocuk çığlık bile atmadı, şaşkındı. Kırbaç bir an bile durmamıştı. Bunu yaparken ağzından bir tek sözcük çıkmamışsa da; kırbaç yeterince konuşuyordu zaten. Hareket ederken çıkardığı ıslık sesi kendisini …

Okumaya Devam Et