06.02.2020

Onu yakından tanısam muhtemelen pişman olurdum. Böylesi en iyisiydi. Böylesi her zaman en iyisiydi. İnsanları çok yakından tanımak her zaman, her zaman ama her zaman hayal kırıklığıydı. Onun için yanında özellikle susuyordum. En çok onu tanımayı istiyordum çünkü. Herkesten çok onu… O ki, o sessizliği, sakinliği ve kendinden eminliğiyle beni kendisine çekiyordu. “Ne biliyor!” diyordum. “Bu denli sakin olmasına sebep olacak ne biliyor? Nasıl oluyor da bu kadar sakin olabiliyor? O bıyıklı üst dudağından o saf gülümseme nasıl oluyor da doğabiliyor? Bir adamın dudaklarından bir çocuğun, bilge ve uslu bir çocuğun gülümsemesi nasıl oluyor da peyda olabiliyor?” İşte bunları merak …

Okumaya Devam Et

07.12.2017

Kusursuzluk fikrinden hiçbir zaman hazzetmemişti. Hazzetmemek bir yana, korkmuştu. Öldüğünde kusursuz bir yere gitmemek için elinden geleni yapmaya çalışmış, bunu dahi başaramamıştı. İyi bir insandı o. Birisinin iyi olup olmadığına karar vermek hiç kolay değildir gerçi. Buna rağmen, nereden bakılırsa bakılsın, o iyi bir insandı. Onun için kötü olamamıştı ya. Kusursuz bir yere gitmemek için, en korktuğu şeyi yapmamak için dahi kötü olamayan, iyi bir insan. Pürüzsüz şeyleri sevmezdi. Pürüzsüz bir şeydeki tek pürüzlü kalmış bir şeye bayılırdı. Eşyaları genelde kusuru gösterecek kusursuzlukta şeyler olurdu. Japon sanatı olan kintsugi, onun bu konu hakkındaki düşüncelerini bir nebze de olsa özetleyebilirdi. Kintsugide, …

Okumaya Devam Et