23.01.2020

Tüyler ürperten bir rüzgar vardı sokağın girişinde. Sanki bir korku tünelinin girişiydi burası. Sokağın sonunda ne vardı? İnsan hem merak ediyor hem de girmekten korkuyordu. Ne var ki girmesi gerekiyordu. Bir paket bırakması lazımdı bu sokaktaki bir apartman dairesine. Aslında böyle şeyleri düşünemeyecek kadar çok yere paket taşımıştı. Zamanı da yoktu zaten. Ama bu rüzgar… İlk adımını attı. Sanki bir şeyler, rüzgarın içindeki bir şeyler onu uyarıyordu girmemesi için. Mecburdu. Adımını, diğer ayağıyla tamamladıktan, iki ayağını da aynı hizaya getirdikten sonra tekrar aynı ayağını ileriye gönderdi. Gönülsüz bir akıncıydı ayağı; ama emir büyük yerden gelmişti. Artık diğer ayağı onun önündeydi …

Okumaya Devam Et

16.05.2019

Korkuyordu. Karaya adım atmaktan korkuyordu. Denizde doğmuştu. On beş yılını denizde geçirmişti. Bir karaya hiç adım atmamış, bir ağacı ancak küçük boyutlarıyla görebilmişti. Bir seyahat gemisinin temizlik görevlilerinden birisinin çocuğuydu. Bir nevi kaçak bir yolcu… Koskoca gemide, on beş yıl yaşadıktan sonra enselenmişti. Annesi taktire şayan bir gizlilikle büyütmüştü onu doğrusu. Aslında belki izin alsa, usulüne göre davransa çocuğun yaşamasına izin verilebilirdi ama o, bir tek kadın, koskoca gemi mürettebatını aptal yerine koymuştu. Buna müsaade edilemezdi. Bu tür gemiler bildik gemiler kadar kara dünyasından farklı değildi gerçi. Bir gemi kadar sallanmıyor, lombozların titrek ışıklarının yarattığı, o tamamen bir gemide yaşanılabilecek …

Okumaya Devam Et

15.01.2019

‘Benden neden korkuyorsun?’ ‘Niye korkayım?’ ‘Korkuyorsun işte. Sana olan muhabbetim gözünü korkutuyor. Yapışacağımı mı düşünüyorsun?’ ‘Hayır, ne ilgisi var!’ ‘Beni seviyordun…’ ‘Evet…’ ‘Bak, demek ki şimdi sevmiyorsun. Sevsen hala sevdiğini söylerdin.’ ‘Meydan vermedin ki!’ ‘Korkun sevgine baskın çıkıyor çünkü, biliyorum. Ben de yaşadım bunları.’ ‘EEE, ne yaptın peki?’ ‘Uzaklaştım… Sevdiklerimden korktuğum için uzaklaştım.’ Sandalyeden kalkıp hesabı ödemek için kasaya yaklaştı. Kalkarken bir kelime bile etmemişti. Eh, kendim daha iyisini yapmamışken ondan ne bekleyebilirdim ki?

Okumaya Devam Et

05.09.2018

Daktiloma kağıt takıp yazmaya başladım ve bu ilk cümlem. Merhaba… Ben bir ralli pilotuyum. Adımı söylemeyeceğim ama arkadaşlar arasında “Kurtçuk” diye bilinirim. İki anlamıyla da… Hem böcek olan kurtçuk; çünkü sessizdir ve kendisine özgü bir hareket etme şekli vardır. Hem de köpekgillerden olan kurt. Kurtçuk; çünkü ufak tefek ve gözlerimde çok fazla sarı benek var. Ve bakışlarım… Tıpkı bir kurda benzediğini söylüyorlar bakışlarımın soğukluğunun. Ben onların yalancısıyım. Rallinin her branşında yarıştım… ama devam etmeyeceğim bundan böyle. İştahım kalmadı ve bunun nedeni hakkında en ufak bir fikrim yok. Yine de fikir yürüteyim haydi. Bence; artık başka bir hırsımı bambaşka bir şeye …

Okumaya Devam Et

07.12.2017

Kusursuzluk fikrinden hiçbir zaman hazzetmemişti. Hazzetmemek bir yana, korkmuştu. Öldüğünde kusursuz bir yere gitmemek için elinden geleni yapmaya çalışmış, bunu dahi başaramamıştı. İyi bir insandı o. Birisinin iyi olup olmadığına karar vermek hiç kolay değildir gerçi. Buna rağmen, nereden bakılırsa bakılsın, o iyi bir insandı. Onun için kötü olamamıştı ya. Kusursuz bir yere gitmemek için, en korktuğu şeyi yapmamak için dahi kötü olamayan, iyi bir insan. Pürüzsüz şeyleri sevmezdi. Pürüzsüz bir şeydeki tek pürüzlü kalmış bir şeye bayılırdı. Eşyaları genelde kusuru gösterecek kusursuzlukta şeyler olurdu. Japon sanatı olan kintsugi, onun bu konu hakkındaki düşüncelerini bir nebze de olsa özetleyebilirdi. Kintsugide, …

Okumaya Devam Et