23.10.2023

Bir paket cips masanın üzerinde öylece duruyordu. Henüz açılmamıştı, tadı ve kokusu henüz serbest değildi. Bir sürü insanın uzak durmamı söylemesi önemli değildi. O; bu aralar, belki de uzun bir süredir elde edebildiğim tek şeydi. O tokluktu, mutluluk ve sahip olmanın verdiği doyumdu. Bitene ya da doyana kadar… Sonra ağzımın tuhaf kokusunu fark etmeye başlardım ve tüm uyarılar tekrar hatırlanırdı. Sonra pişman olmayı hatırlamam gerekirdi. Vücuduma hatırlatmam. Daha pişman olmaya bile başlamadan tekrar acıkırdım. Vücudum tok olsa da önemli değildi. Uyarıların aksine bir şeyler yapmak için aç olduğumu çoktan anlamıştım. Bir paket cips masanın üzerinde öylece duruyordu. Onu itinayla açacak, …

Okumaya Devam Et

22.10.2018

Bülbül ötüşünü duydunuz mu hiç? Yok, bülbül ötüşünün ne kadar harika olduğunu duydunuz; gülle olan muhabbetini işittiniz biliyorum. Ben gerçekten bülbülün sesini duyup duymadığınızı merak ediyorum. Ya da duyduğunuz kuş seslerinden hangisinin bülbüle ait olduğunu bilip bilmediğinizi… Ben bilmiyordum, işitmemiştim. Belki, hatta kesinlikle duymuştum; ama işitmemiştim işte. Hiç de merak etmemiştim bülbülün sesini. O benim için sadece benzetmelerde kullanılacak bir sözcük, bir kavramdı. Kavram olacak kadar dahi gelişmemişti zihnimde. Oysa kim bilir kaç defa kullanmıştım onu benzetmelerimde. Aşık olduğumda, okuduğum bir aşkı anlatışımda ve daha bir sürü şeyde…. Bunu nereden mi çıkarmıştım? Oğlumun, kendi küçük oğlumun, sapanla bir kuşu vurduktan …

Okumaya Devam Et