02.07.2018

Yanıyorlardı. Odunlar gibi yanıyorlardı. Fakat bu kez odunlar balık, alevler su olmayacak, orası bir göle dönüşmeyecekti. Böyle şeyler her an olmazdı çünkü ve bunun bir nedeni vardı. Bazı şeylerin tutarlı olması gerekiyordu. Yakanın da yananın da buna seyirci kalanın da alacağını alması gerekiyordu bu tür tutarlı sonuçları olan olaylardan. Mucizeler zararlıydı. Eğer onlara inanırsan, kahredici bir umutla dolardı tüm zihnin ve bedenin beklerdi. Son ana kadar… Başka her şeyi unutarak beklerlerdi. Son soluklarını, fark etmeden verirlerdi. Boş bir umudun pençesinde. Oysa acıyı bile yaşamadan ölmek umudun yan etkisiydi. Yanmışlardı ve yanmalıydılar da. Eğer yanmasalardı, bir mucizeyle kurtulsalardı, o zaman… Nasıl …

Okumaya Devam Et

02.03.2018

Ellerimi açtım ve içlerindeki kum tanelerini diğer katrilyonlarcasının yanına bıraktım. Bir çöldeydim ve ellerimdeki iki avuç kum, kumsaldaki diğer kumlara benzese de aslında oldukça farklı bir yapıdaydı. Göle yoğurt çalmıştım; ama bu maya kolay kolay yenilecek yapıda değildi. Yani bu göl gerçekten yoğurt olacaktı tabiri caizse. Avuçlarımdaki kum, biyolojik altın mayasıydı. Yani altın olmayan ama her bir kum tanesinin herbir atom numarasını değiştirmeye ayarlı, biyolojik bir yapı… Diğer mayalar gibi gaz yerine küçük çapta, zararsız diyebileceğimiz bir tür enerji açığa çıkartmaktaydı; ancak biyolojik varlıkların pek zarar görmeyeceği türden bir enerjiydi bu. Aslında zarar görmek derken, radyoaktif diyebileceğimiz bir enerji değildi …

Okumaya Devam Et