27.12.2022

Birinci Bölüm Normalde bu saatlerde çoğunlukla kitap okurdum ama canım istemiyordu. Bana minderinde uzanmış kısık gözleriyle bakan kediye bakmaktan başka bir şey yapmayı arzulamıyordum. Büyüktü, çok büyüktü. Yine de minderin dışına taşmamış, onu tamamen doldurmuştu. Şu basit minder, sanki onun için, pahalı kumaştan yapılma lüks bir yatak gibi görünüyordu. Ona yakışıyordu. Keyfine fazlasıyla düşkün bir hayvan tanrıya benziyordu. Eskiden bir hayvana tapmış olan insanların varlığı hiç de tuhaf gelmiyordu artık. Kendimi büyük bir bilinmez şey tarafından seçilmiş bir insan gibi hissediyordum. Aslına bakılırsa öyleydim. Evet, bir kedi bilinmez bir şey değildi. Ama o, bilinmez sebeplerle beni takip etmiş, benim evime …

Okumaya Devam Et

02.07.2020

Biraz çerez almak için her zaman gittiği dükkânın kapısını itti. O gelir gelmez, ayakta olan tezgâhtar hemen istediği, isteyeceği şeyleri hazırlayıp tartmaya girişmişti. Biraz leblebi, biraz tuzsuz çekirdek, çiğ badem ve çiğ fındık. Elbette çekirdeksiz kuru üzüm. İşte onun her zaman isteyip hazırladığı şey bunlardan ibaretti. Bir değişiklik yapsa mesela? Kaju da istedi biraz. Tuzlu fıstık, çiğ antep fıstığı… Sonra evine gitti. Bu kez kitap okumadı da; yemek hazırlayıp yedikten sonra biraz dolaşmaya çıktı. Sanki o değil de evren değişmişti. Rutinlerine bu kadar bağlı olmak iyi değildi. Ertesi gün… Kajuyu da; diğerlerini de unuttu. Dolaşmak aklına bile gelmedi. Rutin, rutindi.

Okumaya Devam Et