24.11.2018

Neden altın sevilir? Az olduğu için mi? Parladığı için mi? Oysa yumuşaktır saf altın. Hiçbir şey yapamazsın. Sadece süs/şatafat için kullanırsın. İşte altın gibi insanlar da vardır… Azdırlar. Eğer çok olsalardı… Dünya bile dönmezdi herhalde… Körle yatan şaşı kalkardı, üzüm üzüme baka baka kararırdı… Dünya, bu altın insanlara baka baka tembelleşirdi… Evet, azdır bu insanlar; ama hep onlar görünür. Parlaklıklarından mı? Ben de öyleydim. Bir altın cevherinden çıkmış, somlaştırılmıştım. Asil bir soyumuz vardı. Hiç iş yapmazdık… Eee, hizmetçilerimiz ne güne duruyordu ki. Utanmadan; onlara “Yardımcı” derdik. Birisinin yardımcı olması için senin bir şey yapman ve onun yardım etmesi gerekmez mi? …

Okumaya Devam Et

03.02.2018

Demir bir kapı… Som demir olmalı. Kolsuz, tokmaksız… Peki bu neden benim rüyalarıma giriyor? Her gün. Kazayla uyukladığımda bile, zihnimin kapalı olduğunu sezer sezmez; bir hırsız gibi, haylaz bir çocuk fırsatçılığıyla giriveriyor rüyama. Ne istiyor benden bu kapı? Ne zaman açılacak? Açılması için ne yapmam gerekecek? Rüyama her girişinde, yeterince büyük ve güçlü bir mıknatısın bu kapıyı açıp açamayacağını sorarım kendime. Tokmak yok, kilit yok… Ya vurmam, ya da bir mıknatısla çekmem gerek açılması için. Ya da beklemem… İşte en zoru da bu. Beklemek… Beklerken ne yapılır ki? Rüyaları gözetip aynı düz, pas kırmızısı şeye mi bakacağım? Acaba paslanmasını mı …

Okumaya Devam Et