29.11.2023

Küçük Prens’in tilkisini bilir misiniz? Ben kendisiyle çok küçükken; bir kasette tanışmıştım. Küçük Prens’e evcilleştirilmekten bahsediyor, her gün aynı saatte yanına gitmesini salık veriyordu. Ona alışması için. Onun tarafından evcilleştirilmek için… Daha o zamanlar tüylerim ürpermişti. Çocukken dahi korkmuştum evcilleştirilmekten. Zihnimde öyle yer etmiş ki, büyük bir farkındalık oluştu zihnimde sevgiyle ilgili. Daha doğrusu çoğu insanın sevgi zannettiği, oysa karşısındakini evcilleştirmeye çalışmaktan ibaret olan o şablonu görmeye başladım. Bir hayvanı neden evcilleştirirsiniz? Kendi ihtiyaçlarınızı karşılamak için. Bir insanı sevdiğinizde ne olur? Onun ihtiyaçlarını önemsersiniz. Aslında bu kadar basittir bu ayrım. Yazıyı uzatmak, örnekler vermek çok mümkün; ama bu yazıyı işlevsel …

Okumaya Devam Et

14.03.2019

Gardrobumu açıp içinden altın bir kıravat iğnesi aldım. Eski bir gömleğin cebinde durmaktaydı. Kim bilir en son ne zaman giymiştim bu gömleği. Aklım sıra kamufle etmeye çalışıyordum. Kendi kendime güldüm; yerini değiştirmeyecektim yine de. Üç bin terabaytlık bir bellek vardı bu iğneye gizlenmiş. Koleksiyonumdaki tüm kıravat iğneleri de aynı içerikteydi. Peki ne depoluyordum bu iğnelere? Çalıştığım psikologların hastalarıyla olan konuşmalarını… On yıllık iş hayatımda psikologdan psikoloğa gittim. Asistanları oldum. Sekreterleri oldum. Danışanları oldum. Özellikle danışanları… Sistemi kurup arada kontrol et… Mantık buydu. Bir tilkinin asla olamayacağı kadar kurnazlıkla yürütüyordum bu işi. ta ki elimdeki iğnedeki kaydı dinleyene kadar… Genç bir …

Okumaya Devam Et

12.11.2017

Uykusuzdu. Uykuyu özlüyor, ondan korkuyordu. Bu iki duygunun arasına sıkışmış vücudu ters yöne giden iki devenin arasındaymışçasına geriliyor, acı çekiyordu. Develer birbirlerinden ayrıldıkça ayrılıyor ama vücudu bir türlü kopmuyordu. Dolayısıyla develer de bir türlü rahatlayamıyor, yollarına gidemiyorlardı. Bunun için de biteviye böğürüyor, ağızlarından salyalar fışkırtıyor, vücudunu devamlı ters yönlere çekiyorlardı. Kaç gündür bir dirhem uyumamıştı. Bazen yürürken uyuyakalsa da anında bir tümseğe ayağı çarpıyor ve uyanıyordu. Uzun yürüyüşler yapmaktan da geri durmuyordu. Her an bir arabanın çarpma tehlikesi olsa da uykusuzken çok dikkatsiz oluyordu insan. Ne var ki, o bunu hiç umursamıyordu. Yine bu yürüyüşlerinden birinde, dümdüz bir yolda uyuyakalmıştı. …

Okumaya Devam Et