Yeni bir hayata başlamanın heyecanını kendi ayaklarının yere aceleyle vuruşunda hissediyordu. Yumuşacık tüylü bir taya benziyordu. Henüz nallanmamış ve elbette yuların ne olduğunu bilmeyen bir taya… Oysa o yuların, dizginin, hatta kırbacın ne olduğunu çok iyi biliyordu. Yok, emin olun öylesine söylemiyorum. Gerçekten biliyordu. Sahipleri ona üçünü de somut olarak tattırmışlardı. Sahiplerinin çocuklarının deneysel projesiydi çünkü. Eh, bunda şaşacak bir şey yoktu. O yontulmamış canavarların başlarında onları yontan bıçaklar yoktu ki. O bıçaklar da yontulmamıştı çünkü. Yontulmayınca da onu kırıyorlardı böyle işte. Onun bir bıçak olacağı yoktu. Bıçak olmak için değil de o bıçaklar tarafından kesilmek, işlenmek için yaratılmıştı. Biliyordu …
Etiket: #tüy
14.06.2023
Uçuşan tüyler arasından bir kuş kondu eline. Kuş çırılçıplaktı. Sanki havada bir yerde tüylere izin vermeyen bir bölgeden geçmişti. İnce bir tüy bile yoktu üzerinde. Bu hâldeyken çok kötü görünüyordu. Çok kötü! Sanki uzaydan gelme bir yaratıktı. Oysa basit bir karatavuktu bu. Ve ötüyordu. Çiftleşme çağrısını haykırıyordu. Yok, aslında haykırmıyor, cıvıldıyordu ama bu tüysüz hâliyle insana umutsuzca haykırıyormuş gibi geliyordu. Kuş ondan korkmuyordu. Elindeyken ötebilecek kadar rahattı. Kuş tüyleri alınınca korkmayı da unutmuştu sanki. Yok, başka çaresi yoktu. Kanatlarındaki tüyler olmadığı için uçamıyordu. Şimdi anlamıştı bu cesur görünen hareketinin sebebini. Acaba radyasyona mı maruz kalmıştı? Bulaşıcı bir şey miydi? Bu …