Çocuktu. Daha küçücükken birisine aşık olabilir miydi insan, bilmiyordu ama onunlayken yaşadığını hissetmişti. Dişi erkek meselesi olamazdı, daha çocuktu. Bir şey olmalıydı. Çocukken bile hep izlerken onu görünce içinde bir şeyler kanatlarını hareketlendirmişti. Tembel olduğundan değil, işiteceği bir ses duyabildiğinden. İşitip anlayabildiği… O kuş ne anlamıştı bilmiyordu ama nihayetinde çocuktu. Kuşa kulak asmadı ve sadece onunla oynadı. Herhangi bir çocukla oynar gibi oynadı. O içindeki kuşun pek az kıpırdayacağını bilemezdi. Onun özel olacağını… Bilseydi de bir şey fark etmezdi.
Etiket: #kuş
25.07.2023
Burası epey kalabalıkmış. Şu tiplere bakın, benden güzel olan sadece bir kadın varmış. O da almış alacağını, şu göbekli herife takmış kancayı. Yani meydan boş. Adamlar pek yakışıklı değilmiş, olsun daha iyi. Şu erkeksi, köşeli suratlı adama bak… Aha, parmağında köşeli bir yüzük varmış. Erkek mi bu be. Ama bir vurdu mu iz bırakır. Of! İçim gıcıklandı vallahi. Aman… Yok be. Böyle tipler evlendikten sonra işe yararlar. Heyecan için… Onun arkasında şu cılız kadınla konuşan adam da fena değilmiş, ceketi üzerine tam uyuyormuş. Ama ben olsam öyle ceket giymezdim, göbeğinde daralıyor, vatkası da epey belli ediyor kendisini. Sarkık vücudunu daha …
14.06.2023
Uçuşan tüyler arasından bir kuş kondu eline. Kuş çırılçıplaktı. Sanki havada bir yerde tüylere izin vermeyen bir bölgeden geçmişti. İnce bir tüy bile yoktu üzerinde. Bu hâldeyken çok kötü görünüyordu. Çok kötü! Sanki uzaydan gelme bir yaratıktı. Oysa basit bir karatavuktu bu. Ve ötüyordu. Çiftleşme çağrısını haykırıyordu. Yok, aslında haykırmıyor, cıvıldıyordu ama bu tüysüz hâliyle insana umutsuzca haykırıyormuş gibi geliyordu. Kuş ondan korkmuyordu. Elindeyken ötebilecek kadar rahattı. Kuş tüyleri alınınca korkmayı da unutmuştu sanki. Yok, başka çaresi yoktu. Kanatlarındaki tüyler olmadığı için uçamıyordu. Şimdi anlamıştı bu cesur görünen hareketinin sebebini. Acaba radyasyona mı maruz kalmıştı? Bulaşıcı bir şey miydi? Bu …
22.01.2023
Yanına gittiğimde bir kuş yuvasını bozmakla uğraşıyordu. Ağacın dalına çıkmış, özellikle bunun için uğraşıyordu. Onu tanıdığımı sanıyordum değil mi? Tanıdığım hiç kimse böyle bir şey yapmazdı. İhtimal vermezdim. “Dursana! Ne yapıyorsun!” “Sana ne.” “Delirdin mi sen be?” “Bu kuşların bekçisi misin!” “Öyleyim, ne olacak?” “…” Susup işine devam etmişti. Onun çıktığı dalın biraz aşağısına kadar çıkıp kolundan tutarak fırlattım. Ağzı kanamıştı. Kuş yuvası da bozulmuştu. Yere indiğimde yanına gelip sivri bir dalı gözüne sokup beynine itiverdim. Yerde ölü bir kuş ve yumurtalarını görmüştüm.