25.01.2021

Hem küçüktu ukulele, hem de tatlıydı sesi. Onu çalmayacaktı da ne yapacaktı? Çocukluktan başlamıştı çalmaya. Şimdi de neredeyse konuşuyordu ellerinde bir ukulele. Yine de ağabeyinden başka yaşayan kimse dinlememişti onu. Hep evde çalardı; çünkü evden çıkmazdı. Korkuyordu. Balkona bile sadece gece çıkıyordu. Ağabeyi de onunla ilgileniyordu işte. Dışarıdaki işlerini hallediyordu. Dışarıya çıkmasa da çok yoğun çalışıyordu. Pazarlamacılık yapıyordu bir su arıtma firmasında. Tabii ki sadece ukulele çalmıyordu. İnternet diye bir şey vardı artık. Çoğunlukla kurumlara web site tasarlıyordu. Kendisini eğitmişti. Sadece dışarıya çıkamıyor, insanlarla karşı karşıya gelemiyor, iletişim kuramıyordu. Ağabeyiyle bile sınırlıydı iletişimleri. İnternetteki çevresi ukalâ birisi olduğunu düşünüyordu. Bu …

Okumaya Devam Et

28.04.2020

Ukala bir kadındı ama umurumda değildi. Aslında belki de umurumdaydı. Onu bunun için seviyor olabilirdim. Ukalalığı yakışıyordu. Belki de ukala oluşunun farkında olmaması bunun ona yakışmasına sebep oluyordu. Herkesin akıllı olması gerektiğini düşünüyordu bana göre. Yani herhangi bir şeyi düşünmemenin nasıl olabileceğine akıl erdiremediği için insanlara kızıyordu ve böyle yapınca insanlar onu ukala zannediyorlardı. Onun yanında oldukça mütevazı sayılmak bana iyi geliyordu. İnsanlara karşı iyi polis-kötü polis oyunu oynuyorduk sanki. Yine de yargılanması bazen sinirlerimi bozuyordu. Hak etmiyordu çünkü. Ben de fazlasıyla empatik bir adamdım. Yakışıyorduk birbirimize bana kalırsa; ama aramızdaki şeyin adı yoktu. O koymamıza izin vermiyordu. Bir çiçekle …

Okumaya Devam Et