Kalem kaş, kiraz dudak, ok kirpik, gül yanak… Güzel bir kadından bahsederken hep böyle bahsedilir değil mi? Edebiyatımız böyle övgülerle doludur. Oysa güçlü adalelerden, kalın sesten, gür göğüs kıllarından neden bahsedilsin? Bir kadının değil aşık olduğu bir erkeği övmeye, aşık olmaya, vurulmaya bile izni var mıdır ki? Edebiyat da musiki de erkeğindir. Kim ne derse desin bu böyledir. Bir kadının çeyiz sandığı geçmişti de elime geçenlerde. Muhtemelen hiç evlenmemiş; ya da sevmediği bir adamla evlendirilmiş bir kadındı. Sandığın içi bir sürü nota kâğıdı, süslü bir kutunun içinde, kemikten baş paresi olan muntazam açılmış, kaliteli bir ney ve bir sürü şiir …