Kabaklar çoktan kurudu. Gelip kendilerini iplerden çözecek eli beklemedeler. Onları alıp oyan, şekillendiren bıçağı ağaçtan duymuşlar, merak ediyorlar. Ağaç yapraklarıyla havayı kollamakta. Ne zaman gelecek?Bekçi şimşirlerle sözleşmiş gerçi, geldiğinde kendisine haber verecekler. Yine de o da gözlemekte etrafı. Yerin altında bile kökleri diğer köklere haber sormakta. Sandalye de aynı telaşta. Çoktan topraktan ayrılmış olsa da hâlâ canlı bir telaşla çarpmakta atomları. Lamba suskun. Doyuyor güneş ışığına ki akşam konuşabilsin ışığıyla onunla. Gelecek ve o sandalyeye oturup kabakları oyarken ya da kitap okurken onu dinleyecek gözleriyle. Ve anlatacak… Okuduğu kitaplardan bahsedecek. O kendi kendisine konuştuğunu sanacak. Lambanın onunla konuştuğunu, sandalyenin eli …
Etiket: #ağaç
13.11.2023
Doğanın ortasında, uygar bir piknik masasında karşılıklı oturuyorduk. Benimle tartışmaya çalıştığı belliydi. Oysa ben kimseyle tartışmakta bir fayda görmüyordum. Hem yalnızdık ve doğadaydık. Tartışma hoşuna gitmezse üzerimde güç kullanabilirdi. Kimseye güvenmediğim gibi ona da güvenmem için bir sebep bulamıyordum. Birbirimizi birkaç aydır tanıyorduk, beni sevdiğini söylüyordu. Bense onu sevmeye çalışıyordum sadece. Bunu neden yaptığımı, neden sevmediğim bir insanı sevmeye çalıştığımı bile bilmiyordum. Monoton hayatımda bir farklılık olması için mi? Onu hiç sevmiyor değildim tabii. Ama güvenecek kadar da sevmediğim bir gerçekti. O da bunu biliyor, yine de denemeye devam ediyordu. Tartışmak bunun için en kolay yoldu. Usta olduğunu, çok şey …
03.07.2022
“Cesur bir ağacı anlamak için Yapraklarına bak,” derdi. Çok konuşurdu. Çok azını anlardım. Anlamadığımı söyleyince de; “Düşün,” derdi. Soru sorduğumda; “Biliyorsun,” der ve sorularımı cevapsız bırakırdı. Hiçbirini bilmiyordum ve söylediklerinin, anlamak için kafama bir tomar para gibi yatırdığım tüm sözlerinin hepsini unutmuştum. Bankaya yatırdığım paralar gibi görünmez olmuştu onlar da. Belki hala erişebileceğim yerdeydiler ama henüz onlara ulaşamıyordum. Kafamdaki duygusuz banka memuru; “Bu miktarı size şimdi vermek için yetkimiz yok,” diyordu. O ölmüştü. Peki ya bankadakiler? Bankamatiklere baka baka yürüyordum. Ve ağaçlara… Acaba hangisi cesurdu?
06.06.2020
Hiçbir otun yetişmediği bir çölde nasıl oluyordu da bu ağaç yetişiyordu? Çöl müydü düş olan; yoksa bu ağaç mı? Mevzu bensem bir unsurun düş olması oldukça mümkündü. Ben hiçbir zaman emin olamazdım yaşadığım bir şeyin hangisinin düş, hangisinin gerçek olduğuna. Sebebi neydi bunun, bilmiyordum; ama etrafımda yaşadıklarımın hangisinin gerçek olduğunu hatırlatan arkadaşlarım oluyordu. Onların düş olup olmadığına da benim karar vermem gerekiyordu. Velhasıl işim zordu.