21.03.2020

Gözler onundu, Eller onundu, Ayaklar, gövdeler, saçlar, onundu. Biz onunduk. ‘Biz’ diye bir şey yoktu, Sadece avunuyorduk. Onundu gökyüzü, Yıldızlar, ay onundu. Yeryüzü onundu, Solucanlar, köstebekler, karıncalar onundu. Ama o bizimdi. ‘Biz’ diye bir şey vardı. O sadece avunuyordu.

Okumaya Devam Et

05.10.2019

Kuşların insanların üzerlerine sıçmadığı bir restorandı burası. Ona rağmen binlerce kuşun şakıyarak uçuştuğu… Bunun nedeni bir mühendislik anlayışı olan küçük kuş tuvaletleriydi, restorandaki tüm kuşların kendileriyle birlikte taşıdıkları. Küçük bir tıpaları vardı ve haftada üç kez o tıpalar açılır, o tuvaletler boşaltılırdı bir çocuk tarafından. Çocuk hep korkardı. Ya kazayla bir kuş gökyüzüne kaçsa! O zaman ne olurdu hâli acaba! Kuş uçmaz olurdu. Kendisini özgür zannederdi önceleri; ama anlardı. Yaşadığında…

Okumaya Devam Et

09.02.2019

Kuş kanatlarının kemiklerinden bir tür pan flüt yapmıştı. Nota dizilimi önemli değildi. Harmonik bir flüttü bu. Ona üflediğinde, gök dinleyecekti kendisini, asıl önemli olan buydu. Bir çocuk öyle söylemişti. Eğer böyle bir pan flüt yaparsa, çocuk sadece flüt demişti, gök onu gerçekten dinleyecek ve gerçek arzusunu verecekti. Çocuk da ninesinden dinlemişti bu masalı. Masallar gerçekti, biliyordu bu gerçeği. Kırk iki yaşında olmasına rağmen… Ve… İşte akciğerlerden çıkan havayla anlatmıştı kendisini. Düşüncelerini havaya iletmiş, hava flüte iletmiş, flüt de gökyüzüne fırlatmıştı onları. Gök dinlemişti. Ardından tam ayaklarının dibine yavaşça inen bir pakete sahipti artık çünkü. Cismani bir cevaba… Paketin içinden onun …

Okumaya Devam Et

03.04.2018

Gökyüzüne baktı. En sönük yıldızlardan birisini aradı gözleri. Gözünün alabildiği en sönük olanını… Ve ona odakladı gözlerini yaşlarla dolsa da. Tüm dikkatini ona verdi. İlgisizliği anlardı çünkü ve ona yapılanı yapmamak için dahi olsa en sönük yıldızı arardı ilgisini sunmak için. Düşünürdü ki, bu sönük yıldıza bakmak pek olası olmayacağından ilgisiz kalmak rahatsız edebilirdi yıldızı. Düşünürdü ki, onun kadar uzakta birisinin dahi ilgisine hasret kalabilirdi o yıldız… Tıpkı onun gibi… Her zaman görmezden gelinirdi o da. Ya da ışıltısı sönük olduğundan görülmezdi. Ne var ki, yıldızlar katrilyonlarcalarken; onlar, Yani oturduğu evin mevcudu sadece sekiz idi. O hariç sekiz… Baksanıza, kendisini …

Okumaya Devam Et

30.12.2017

Gökyüzünü, daima gökyüzünü resmederdi. Bazen bir yıldızı, bazen göz alabildiğine kadar tüm gökyüzünü tüm detaylarıyla, bazense o an gördüğü herhangi bir bölümü… ama daima gökyüzünü… Bense onun çırağıydım. Kendi isteğiyle yanına almamıştı beni. ısrar da etmemiştim bunun için. Sadece yanına gitmiş ve onu izlemeye başlamıştım. Sonra da öylece çırağı olmuştum. Bana hiç böyle seslenmemişti. Ben de bunu resmi olarak sormamıştım ama yaptığım resimlere bakmış, fikirlerini söylemiş, renk karmamı istemiş, yol göstermişti. Yani resmiyette olmasa da çırağıydım işte. Ben gökyüzü dışında bir şeyler yapmış olsam bile fikirlerini söylerdi ama onun ilgisi tamamen gökyüzüne yönelmişti. Asla bitirmediği, hep üstü örtülü olan bir …

Okumaya Devam Et