Bir piyanonun söylemeye çalıştıklarına kulak verirken keman başladı. Piyano onunla devam etti konuşmaya. Bir ayrılıktan mı bahsediyorlardı? İnsan kendi yaşantısına göre yorumlarmış müziği ama öyle değildi. Yakın zamanda ayrılık yaşamamıştım. Hatırladığım kadarıyla canımı hâlâ sıkan bir ayrılık yoktu. Yine de müzik ayrılıktan bahsediyordu. Demek ki o kadar güçlüydü. Yumuşak ama güçlü… Kulaklarımı kim bilir kaç yıl önce yapılan bir kayıtla dolduruyor, beni etkileyebiliyordu. Gerçekten etkileyebiliyor muydu? Sadece kendisini duyuruyordu aslında. Bittiğinde ismini ya da melodiyi anımsayabileceğimi pek sanmıyordum. Belki ileride tekrar işittiğimde bu melodi hakkında bir şeyler düşündüğümü bile zar zor anımsayacaktım. Her şeyi anımsamazdı insan. Her şey onu aynı …
Etiket: #mutlu
29.10.2023
Bir gün onunla konuşursam ona ne söylerim acaba? Önce gerçekten var olup olmadığını öğrenmek gerek tabii. Hâlâ yaşayıp yaşamadığını… Yaşıyorsa ve karşılaşırsak ne söylerim? “Sen…” derim; “Sen çok iyi bir insansın.” Nereden bildiğimi sorar mı? Şaşırır herhâlde. O zaman ona anlatırım. Anlatmasam tuhaf kaçar. “Seni, en mutsuz olduğum zamanda gördüm,” derim. Deli olduğumu düşünür mü? Ya da ne bileyim, şu yeni çağdaki her şeyde bir mucize gören insanlardan olduğumu falan? Yok, o düşünmez. Bir şey düşünmeden önce beni dinler herhâlde değil mi? İlk gördüğümde ağzında bir elma çöpü olduğunu söylerim. Aylak aylak onu çiğneyip bir şeyler düşündüğünü. Kim bilir neyi… …
29.06.2023
Eteklerini tutuyor. Yerde eteklerine bulaşacak bir şey görülmese de o adeta yerçekiminden, belki de gerçeğin ağırlığından koruyor eteklerini. Mutlu, çok mutlu. Hiç olmadığı kadar belki. Ham ipten dokunmuş bir kumaşı giyiyor üzerine elbise niyetine. Ama elbisenin modeli çok güzel. İnsan bilerek böyle tasarlandığını düşünüyor önce. Sonra o zayıf, neredeyse sağlıksızlıktan şeffaflaşmış yüzüne baktığında gerçek anlaşılıyor. Hem de bir balyoz gibi vuruyor insanın başına. Belki iç çamaşırları bile yoktur, o kadar yoksul görünüyor. Bu çağda bu kumaşı nereden bulmuş? Belki de… Kendi yapmıştır bir şeylerden. Ya da çuvaldır. Evet, çuvala çok benziyor elbisesinin kumaşı. Diken kişi nasıl yapmışsa yapmış, gerçek bir …
24.05.2020
Bir insanla başka bir insanın selamlaşma ritüelleri hakkında birçok fikrim vardı. Herkes gibi… ama o… bu tür fikirlere tamamen aykırı davranıyordu. Bir cihazı vardı. Selamlaştığı herkesin burnuna tutuyordu bu cihazı, ya da ağzına. Verdiği nefesi analiz ediyor ve ona göre davranıyordu. Tıpkı bir ayının, başka bir ayıyı gördüğünde yüzüne nefesini üflemesi, dolayısıyla etrafta ne tür yiyecekler olduğunu anlatması gibi… Tabii bu analiz sadece yiyecekle ilgili değildi. Söylediğine göre, tamamen kendi geliştirdiği bir makineydi. Bu aletin daha detaylı iletişimlerde kullanılacak bir de saç analiz eden aparatı vardı. Eh, o asla işini şansa bırakmazdı. Bir gün, aniden cihazını yanında taşımaz olmuştu. O …