Bir sıkıntısı mı vardı acaba? Devamlı yürüyordu bir ileri bir geri. Ne düşünüyordu? Sorup sormamayı çok düşündüm. Sormamaya karar versem de gözüm sürekli ona takılıyordu. Derdini sormak yerine, dükkânımın önünden çekilmesini, başka bir yere gitmesini söyledim. Ertesi sabah kalkar kalkmaz ilk aklıma gelen şey oydu; ama onu bir daha hiç görmedim. Şimdi düşünüyorum da; meselâ o Boz Atlı Hızır olsa, kesin gözünden düşmüş olacaktım. Sınavı kaybetmiştim. O delikanlı Boz Atlı Hızır olsa da olmasa da…