05.12.2024

Çok kalabalıktı. Açık hava olmasına rağmen sesten boğuluyordu insan. Oysa tertemiz, serin bir hava vardı. Bu kadar tantana, adamın birinin konseri yüzündendi. İşimden eve gitmek için hep o yoldan geçerdim. Bu kez de dalgınlıkla yolumu değiştirmemiş, kalabalığa girmiştim. Aslında severdim şarkılarını. Sorun kalabalık ve gürültüydü. Yanımda benim yaşlarımda bir adam bağıra bağıra onun bir şarkısını söylüyordu. Ne var ki, söylediği şarkı sahnedeki sanatçının söylemekte olduğu değildi. Onun dışında herkes sanatçıya eşlik etse de; o avaz avaz bağırarak şarkısını söylemeye devam ediyordu. Kendimi yanımdakine eşlik ederken bulduğumda şaşırmıştım. Sesim o kadar gür çıkmasa da ben de bağırıyordum. Şarkımız bittiğinde bakıştık ve …

Okumaya Devam Et

17.05.2020

Kolumun sargısı açılıyor. Beklemiş, kanlı bir ayak gibi kokutuyor etrafı. Anti bakteriyel ilacın da katkısı var bu ayak kokusuna. Yaraya sert bir bezle bastırıyor. İfadesi yumuşak değil; sert olmasa da yumuşak değil. Keşke bunu yaparken hafifçe bile olsa gülümsese. Bağırıyorum. O kadar acımasa da bağırmak istiyorum. İnsan olduğumu kanıtlamak için. Umurunda bile değil oysa. Belki de; fazla umursuyor. Pansumanlar bitiyor, sargı açılıyor… Bir daha gidiyorum yanına, beni anımsamıyor. Hatırladığını belli etmiyor en azından. Sorsam mı? Buna değer mi? Beni önemsediğine dair en ufak bir işaret görmememe rağmen bu ne inat böyle anlamış değilim. Ne var ki, yine de ağzımı açıp …

Okumaya Devam Et