01.05.2023

Bir restoranın telefonunun bulunduğu bir magnet bulmuştu yerde. Nedense onu alıp bakma ihtiyacı duymuştu. Renginden ötürü mü? Eh, kahverengi bir magnetti. Üzerindeki resimden dolayı mı? Yok, magnet yerde ters duruyordu. Onu neden yerden aldığını kendisi de anlayamamıştı. Magnetteki restoran evine yakındı o da ıslak bir mendille silip cüzdanındaki kartvizitler arasına koyuverdi onu. Eve gidince unutmazsa buzdolabına yapıştıracak, ihtiyacı olduğunda da kullanacaktı. Ki yemek yapmaktan anlamadığından çoğunlukla böyle şeylere ihtiyaç duyardı. Normalde yaptığını yapıp eve gider gitmez cüzdanındaki magneti buzdolabına yapıştırıp akşam için bir kişilik epey bol malzemesi olan pizza, patates kızartması ve tatlı olarak sufle sipariş etti. Siparişi getiren adam …

Okumaya Devam Et

08.11.2017

Göğe, daima göğe bakarken bir şeye çarpıp düşmemek bir mucize gibiydi onun için. Gözlerini çok hızlı hareket ettiriyor olmalıydı. Kendisinin dahi fark etmeyeceği kadar hızlı… Çünkü daima göğe bakardı o. Hatırladığı her şey gökte olup bitmişti. İnsanların yüzlerini bilmezdi. Bir çimenin nasıl olduğunu anımsamıyordu bile. Göğe, daima göğe bakardı çünkü. Kaplumbağanın, yılanın, kertenkelenin, solucanın… nasıl hayvanlar olduklarını merak dahi etmemişti. Yerdeki şeyler umurunda bile değildi. Bir yere çarpmamak ve düşmemek, akıcı bir şekilde yürümek dışında pek bir önemi yoktu onun nazarında yürüdüğü zeminin. Ama her kuşu bilirdi. Bir ebabil kuşunu bile kaç kere havada görmüşlüğü, takip etmişliği vardı. Ebabil kuşları …

Okumaya Devam Et