Birkaç haftadır müdavimi olduğum barda oturmuştum. Şu eski para atılarak çalıştırılan müzik kutularının daha teknolojik versiyonlarından vardı. Ben de o yarımlaşamamış, sadece bozuk paranın ucunu alabilecek kadar yarımlaşmış ağzına devamlı bir liralık lokmalar tıkmak suretiyle besliyordum onu. O yarım yuvarlaklaşmaktan aciz ağzı, ben para tıktıkça büyüyüp olgunlaşmayacaktı. İstediğini veriyorduk nasılsa. Neden değişmeye, evrimleşmeye gerek duysundu ki? Her bir lira, üç şarkı ederdi ve ben her üç şarkı çalma hakkımı tek tercih yapmak için kullanıyordum. Eh, belki ağzı yarım yuvarlak bile değildi; ama ben ona bir verirken o bana üç veriyordu. Hakkını vermek gerekti alete. Bir toprak değildi; ama toprak olsa …
Etiket: viski
25.08.2018
Viskimi uydurma şişesinden, yıllardır bu iş için kullandığım sadık, basit, meşeden yapılmış ahşap bardağıma doldurdum. Evet, belki şişesi uydurmaydı, ama kendi üretimim olan; deneme yanılma yöntemi ile yıllar içinde bulduğum bir tarifle damıttığım bir üründü. Evet, şişenin dışı uydurmaydı; ama; çok çok önemli bir ayrıntısı vardı. Bilmem bilir misiniz? Viski, şarap gibi şişede yıllanmaz; çünkü olgunlaşmasını fıçıdan çıktığı an bitirir. Viskiye tadını veren etmenlerden önemli biri de fıçının verdiği tattır. Her neyse, ben, şişede olgunlaşmasını bitirmesin diye, şişenin viskiye temas eden tarafını meşe ağacından yapmış, mantar da kullanmamıştım. Bu viskiyi sadece kendim içmem, dünyaya yapılmış bir haksızlıktı aslında. Biliyordum bunu; …