30.11.2023

Kendi tasarımı olan bisikletinin direksiyonuna hafifçe abanarak her gün hızla geçerdi o yoldan. Kısa boylu ve tıknazdı. Yaz kış sağlam bir hasır şapka takardı. Ağzında eğreti duran sönmüş bir pipo bulundururdu. Bazen dişlerinin arasında bilinçsizce çekiştirirdi piposunu,bazen de sağ ya da sol yanağına sıkıştırırdı onu. Her zaman kot pantolon ve kalın bir kazak giyerdi. Kazağı genelde siyah olurdu. Kot pantolonu da buz mavisi. Tertemiz giyinirdi. Yuvarlak bir yüzü vardı adamın. Yeşil gözleri… Bembeyazdı saçları. Genelde aynı saatlerde görünürdü. Her sabah, saat tam 06.30’da orda olurdu. Bilirdim bunu ve gözlerdim yolunu. Bir acayiplik vardı onda. Dalgın ama yine de her an …

Okumaya Devam Et

11.11.2023

Adalet için bir tek insanı beklemektense, adaletin tecelli etmesi için tasarlanmış yüz binlerce robottan birini çağırmak… Ne kadar da yol kat etti insan denen yaratık. Oysa zorbalık, gölgesi gibi geldi peşinden. İnsan ne kadar yol gittiyse o da gölge gibi takip etti. Ne olursa olsun, artık yargılamak çok daha kolaylaştı. Herkes eşit şartlarda yargılanıyor. Adaletin gözü gerçekten kör. Yani zengine fakire; yakışıklıya çirkine bakacak gözden yoksun. Duyguları da yok; çünkü karar verip adaleti sağlayanlar robot. Ne olursa olsun, insan faktörü her zaman bir şekilde adaleti aşmayı bildi. Yine de; sistemimiz son derece iyi. Düşünün, bunu sistemin çarklarında ezilmiş birisi olarak …

Okumaya Devam Et