24.05.2018

Çok güzel gülüyordu ve bu, gülüşünün her hecesi, yüreğimi hoplatıyordu. Sanki her defasında çok yüksek bir yerde bungee jumping yapıyordum. Tek farkla ki, bunu yaparken midem bulanmıyordu. Sadece sarsılıyordu. İyi bir şekilde… Ha bir de kalbime bir gülün dikeninin batması gibi bir acı saplanıyordu. Bungee jumping yapan birisi bu tür bir şey hissetmezdi. Onu seviyordum. Ona aşıktım! Üstelik çok iyi iki dosttuk. Anladığım kadarıyla o da beni seviyordu ve… bana aşıktı… Bunu birbirimize söylememiştik. ne gerek vardı ki? İkimiz de gerçeği biliyorduk. Yıllar geçmişti. İki çocuğumuz büyümüş, küçük kızımızın bir oğlu olmuştu. Yani torunumuz… Biz bir kere bile birbirimizi sevdiğimizi …

Okumaya Devam Et

25.01.2018

İçimde devasa bir boşluk vardı. Sanki bir parçam uzun zaman önce beni terk etmişti ama daha yeni fark etmiştim bu durumu. Öyle bir boşluktu işte ve ben, beni terk eden şeyin ne olduğunu bilmiyordum. Daha kötüsü de bu boşluğu doldurmaya çalışıyor, bir sürü hata yapıyordum. Tıpkı bir dedektif gibi yapmalıydım aslında. Boşluğun ne zaman başladığını bulup o zamandan beri kendi içimde neyin eksik olduğunu aramalıydım. Teoride bu kadar basit olan şey pratikte hemen hemen imkansızdı. İnsanın kendisini sorgulaması çok zor oluyordu ve yavaş işliyordu. Güvenilir de değildi. Bir sabah, güneşin doğuşunu izlemek için erkenden kalkmaya karar verdim. Bilinçli olarak ilk …

Okumaya Devam Et