04.06.2023

Keyifsizim. Fazlasıyla keyifsizim. Şöyle bir şey olsa da bu mutsuzluğumu unuttursa keşke. Keşke… Her sabah şarkı söyleyerek başlardım güne, artık yapmıyorum böyle şeyler. Yürürken tanıdık görünen herkese en azından baş sallardım, şimdi öylece geçip gidiyorum. Yok, tadım hiç yok. Bir adam yanıma yaklaşıyor bir sabah. İşe gitmem gerek ama acele etmiyorum. Geç kalmamın önemli olmamasından değil, elbette önemli. Saatin henüz erken oluşundan… “Merhaba,” diyor adam. Biraz çekiniyor. “Bu sizden düştü galiba.” Bir dosya kâğıdı uzatıyor. “Yok,” diyorum. “Çantamda dosya kâğıdı tutmam.” “Aslında şey… Bu benimdi. Sadece bahane bulup size göstermek istedim. Ama yapamadım işte.” “O ne ki?” “Bir karikatür. Gülersiniz …

Okumaya Devam Et

12.01.2020

Düşünüyordum. Bilmek istiyordum… Kim olduğumu, ne istediğimi… Boşluktaydım çünkü. Yaptığım hiçbir şey anlaşılmıyordu. Ben de kimseyi anlayamıyordum. Bir şey dendiğinde amacını sorguluyordum; çünkü kafam karışıyordu mesela. Bunun bir tek sebebi vardı. Kendimi tanımakta zorlanıyordum; çünkü, belki de bundan korkuyordum. İstemesem de; cesur olmak istesem de; içten içe korkuyordum işte. Kendime devamlı yalanlar söylüyordum. Bunları düşünürken; adeta dilek kapıları açıldı ve önüme beyaz bir şey düştü. Sonra daha beyaz bir şey… bir kağıt süzüldü avcuma. Sanki hava elime tutuşturmak suretiyle ikram etmişti bu kağıdı bana okumam için. Kağıtta benim resmim vardı. Daha doğrusu bir tür karikatür. Karikatürde ben eğilip beyaz bir …

Okumaya Devam Et