26.01.2019

Çantasından bir lira çıkarıp çocuğa verdi ve bir ıslak mendil aldı. Pakete doğru düzgün bakmadan çantasına koydu ve unuttu. Ertesi gün, iş çıkışı bir kafede buluşacaktı arkadaşlarıyla. Bir şeyler yedikten sonra eline bulaşan sosu temizlemek için çantasına baktı. Bir ıslak mendil paketi olmalıydı çantasında. Farklı bir şekilde paketlenmişti bu ıslak mendil. Nereden aldığını bile tam olarak hatırlamıyordu. Açıp elini silecekti… Açar açmaz kafeyi harikulade bir koku doldurdu. Keskin olmayan; ama dağılan bir kokuydu bu. Pakete tekrar baktı ve hatırlamak için kendisini zorladı. Bir sokak çocuğundan aldığını anımsadı. Hem de bir lira vermişti bu harikulade kokuya… Paket, seri üretim olmadığını düşündürten …

Okumaya Devam Et

17.08.2018

Kime ait olduğu bilinmeyen, yıkık dökük, sahiplenilmemiş bir yalıya girmişti gizlice. Gerçi bu yalının içinde kalmakla dışarıda yatmak arasında pek bir fark yoktu ama o bir yere gizlice girmeyi heyecan verici buluyordu. Bir de yalıda yer yer bozulmadan kalan şeyleri keşfetmek… Çok az lüksü olduğundan, bu tür lüksler hayatını yaşanabilir kılıyordu doğrusu. Yalının hikâyesini keşfetmek ve bu hikâyede var olabilmek… Hiçbir hikâyeye ait olamamış birisi olarak; bu tür bir şansı değerlendirmemesi hiç akla yakın olmayacaktı ona göre. Aslında hiçbir hikâyede var olamamış olması sadece onun bir vehmiydi. Bir hikâyede var olamamış kim, hatta ne vardı ki şu evrende? Yalılar, yıkıntılar, …

Okumaya Devam Et

07.01.2018

Kumaş mendil satardı. Teker teker işlerdi kenarlarını. Bazen içinden geldiği harfi işlerdi. Alan alırdı. Öylece, bir direğin kenarında dururdu. Belli bir direğin. Her zaman aynı direğin… İnsanlar kumaş mendili ne yapacaklardı ki artık? Kâğıt mendile geçmeliydi. Bunu söyleyenlere gülümseyerek bakardı ve “Kâğıt bir mendili sevdiğine verebilir mi insan? Halaya durabilir mi onunla?” der, başını öte yana çevirir, omuz silkerdi. Üstü başı dökülürdü ama vakarla direğin yanındaki ahşap peykesinde hem mendil işler hem de işlediklerini gelene geçene satardı. Hiç bağırmaz, hep alçak sesle konuşurdu. Gören görür, alan alırdı. Bir gün beni durdurup bir mendil tutuşturmuştu elime. Mendili almış, parasını vermiştim hiç …

Okumaya Devam Et

18.11.2017

Balkona çıktı. Dizi dizi çiçek saksılarının arasından geçip içlerinden birisinin önünde durup elini toprağa daldırdı. Toprağın yere dökülmesini umursamayarak eşelemeye koyuldu. Aradığını bulamayınca toprağı avuçlayıp balkonun dışına atmaya başladı. Bir menekşe vardı saksıda. Menekşenin yapraklarından biri kırılıp elinde kaldı ama o umursamamıştı bile. Sonunda bir poşet içine sarılmış sert bir cisim çıkardı topraktan. Poşetin tozunu silktikten sonra düğümü açtı ve içindeki çakmağın düğmesine bastı. Çakmaktan bir anahtar fırlamıştı. Bir kasanın anahtarı… Çakmağı çöpe attı ve apar topar kasanın bulunduğu bankaya yollandı. Görevli nezaretinde kasayı açıp içinde bulunan tek şeyi, yeşil bir klasörü aldı ve evine geri döndü. Sonunda kararını vermişti. …

Okumaya Devam Et