Tek başıma tatil yapmak istiyordum. Aslında başka seçeneğim yoktu. Ya evde oturup kimsem olmadığı için ağlayacak, ya da kendi başıma harika birkaçç gün yaşayacaktım. Belki birileriyle tanışırdım. hayatıma renk gelirdi… Netten tatil olanaklarına bakarken birden telefonum karıştı. Her dokunuşumda, ekran her kıpırdanışında tuhaf bir ses çıkmaya başladı. “grkp grkp… grkp grkp…” Telefon bozulmuş olamazdı. Bozulsa böyle mi bozulurdu? Aldığım tüm önlemlere rağmen biri hacklemiş olmalıydı. Onu sonra hallederdim. Bilgisayarımı açıp oradan gireyim dedim, Açar açmaz faremin ya da klavyemin her hareketinde aynı ses… “grkp grkp… grkp grkp…” Telefonumu hackleyen bilgisayarıma da girmiş olmalıydı. Bilgisayardan epey anlardım. Zamanım vardı, format atabilirdim. …
Etiket: #pansiyon
16.10.2024
Ne işim var benim burada? Kendi hâlimde yaşayıp gidiyordum oysa. Sonra, bir anda, bu cehennemde peyda oluverdim. İnsanların uğradıkları bir yer burası. Dinlenmek için geliyorlar, yani onlara hizmet ediyorum. Eh, alışık olduğum bir şey sayılır. Ne de olsa ben de yollarını kaybetmiş, terk edilmiş çocuklara hizmet ediyordum bir zamanlar. Şimdiki gibi parayla olmasa da karşılığını alıyordum tabii. Kendi evim değil ama bu ev de hiç fena değil. En önemlisi güneş alıyor. Begonvillerin çiçeklerinden adeta evin duvarı görünmüyor. En azından bu eve gelenler bundan gayet memnun. Ne diyorlardı? … Nostaljik bir ev burası. Evet, bu ev de çok güzel görünüyor tabii …
23.05.2020
Bir sürü insanın, birkaç gün kaldıktan sonra aniden gittiği, birkaç insanın da gelip gidenlerin yemeklerini yapıp yataklarını düzelttiği, samimi bir evdi burası. İnsanlar buraya ‘pansiyon’ diyorlardı. Tuhaf kokulu kâğıt ve metal parçalarını ya da plastik kartları onlara verdikten sonra yerleşebiliyorlardı ancak. Ben öyle anlamıştım… Ben ise hiçbir şey vermek zorunda değildim yemek ve yatmak için. Eh, ben bir köpektim çünkü. Buranın sahipleriyle bağlı olmasam, yani onların olmasam da buranındım işte. Gelir giderdim… Canım istediğinde masaların yanlarına gidip sokulur, biraz oradan biraz buradan, bir şeyler tıkınır, onları hazmetmek için de birilerinin ayağının dibinde uzanırdım. Severdim okşanmayı. Birilerinin desem de; öyle rastgele …