14.12.2018

Rivayet odur ki, zümrüdü anka dedikleri, bir cindir. Diğer cinler gibi şekil değiştirememekte, sadece bir kuşun şekline girip; bir ömür yaşadıktan sonra yanarak ölüp küllerinden tekrar yavru olarak doğmaktadır. Esasen, doğmaz da peyda olur… İşte yaşlı bir adamdan bu rivayeti dinlediğim gün, düşümde görmüştüm onu. Sanki yaşlı adam kapıyı yoklamış, müsait olduğunu cine haber vermiş, o da düşümden içeri girivermişti. Eh, ne diyeyim, hoş gelmişti… Bir de baktım ki, arkasından yaşlı adamı da çekelemişti girerken kanadıyla. Kanadının ucunda tehditkar bir pençesi vardı… Görkemli bir kuştu vesselam. Adam takma dişlerini tam önüme düşürmüş, sonra da peltek peltek konuşmaya başlamıştı. ‘Öleceğini söylüyor …

Okumaya Devam Et

29.11.2018

Bir yanardağın içindeki yuvasından çıktı. Biraz dolaşacak, görünmezliğinin yasını bir gün daha tutacaktı. Ölümsüz yaşamında, bir günün herhangi bir önemi yoktu elbet ama hep gözleyip hiç görünmediği insan alemi için önemli bir zaman dilimiydi gün. Evet, o bir cindi. Bazı insanların kullandığı tabirle bir üç harfli… ki o ‘üç harfli’ tabirini yeğlerdi. Kendi kendisine bir oyun oynardı. “Cin” değil de ‘aşk’ demek istemiş gibi yapardı birisi kendi cinsleri için ‘üç harfli’ dediğinde. Mutlu olurdu o zaman. Cinci olduğunu söyleyen hiç kimse onu görmemişti. Yalan mı söylemişlerdi? Yalan falan bilmezdi onun cinsi oysa. Onun için tuhaf gelirdi insan ilişkileri ona. Yine …

Okumaya Devam Et

11.11.2018

Hayvanlarla konuşabiliyordu. Onlara emretmek için kullanacak bir yüzüğü yoktu. Çoğu zaman umursamıyordu hayvanlar onu. Bitkilerle de konuşabiliyordu. Cinler, hayaletlerle de… Ne mührü vardı ne de bir adamdı. İktidar değildi iletişiminin amacı. Amacı sadece anlamaktı. Bir ağacın bakış açısı, bazen yapacağı bir reklamda çok işe yarardı. Bir reklamcıydı… İşinden bıkması uzun sürmeyince bir medyacı olmaya karar verdi. Bir televizyon, radyo ve gazete alıp işe başladı. Yaptığı haberler, programlar, diziler ve tartışmalar hiçbir medya kuruluşunkine benzemedi. Yavaş yavaş, cinleri, hayaletleri, bitkileri ve hayvanları temsil etti. Artık bir politikacıydı. Çok geçmedi, dünyanın başına geçti. Ne mührü vardı ne de bir adamdı.

Okumaya Devam Et

23.01.2018

Küçücük, eski bir teknedeydim. Balık tutuyordum. Her gün olduğu gibi. Hayatımı böyle kazanıyordum. Ağlarımda çok az balık oluyordu şu günlerde. Oysa bu zamanlar balık bol olurdu. Güneşin batmaya yüz tuttuğu an, son kez ağımı attım. Birkaç dakika bekledikten sonra her şeyi toplayacaktım. Bugünlük… Ağı çektiğimde bakır bir küp çıktı. Tıpkı binbir gece masallarındaki bir masalda olduğu gibi mühürlü, bakır bir küp… Masaldaki balıkçının yaptığını yapmaya karar vermiştim. Yani küpü açmaya… Mührünü kolayca kırdığımda küp açılmıştı. Tıpkı masalda olduğu gibi, küpten bir sis çıktı. Sis yoğunlaştı ve dev bir cin, gözlerimin önünde somutlaştı. Cin bana baktı, etrafa baktı ve küçülüp bir …

Okumaya Devam Et