22.04.2025

Büyük evleri pek sevmem. Oysa evime neredeyse bir konak denebilir. Epey eski olmasına rağmen kimse öyle dememiş ama bunun sebebi bu evin maliklerinin böyle şeylerle uğraşmayacak kadar kendileriyle dolu olması. Diğer insanların bu evi nasıl adlandıracaklarıyla ilgileneceklerine burayı çok daha yaşanılır, daha samimi bir yer hâline getirmeyi mesele etmişler kendilerine. Öyle kullanışsız, sadece antika oluşlarıyla ilgi çekebilecek eşyalar yok burada. Evet, eşyalar antika. Oymalarla bezeli her biri; ama sağlam ve kullanışlılar. Ben de bu insanların soyundan gelmiş olmanın dışında hiçbir bedel ödemedim bu eve sahip olabilmek için. Bu da bir bedel sayılmaz. Böyle büyük bir evin tek varisi olarak kalmak …

Okumaya Devam Et

10.03.2023

Aynı şiddette ve sürekli işitilen bir tıkırtıyla uyanmıştım. Ortalama apartmanımın ortalama çelik kapısının tokmağını çalıyordu biri. Oysa zile bassa daha çabuk duyulurdu. Bu devirde kim tokmağı çalardı ki? Hava karanlıktı. Saatime baktım. 03.01’di. Bu saatte kapımı çalacak tanıdık biri olabilir miydi? Hem çok acil bir şey varsa neden tokmağı çalıyordu? Hemen yatağımdan çıkıp kapıya koştum. Açtığımda tuhaf, hayvansı bir koku doldu burnuma. On beş-on altı yaşlarında çırılçıplak bir kız kapının önünde duruyordu. Sanki vahşi doğadan gelmişti. Saçlarında kasık kıllarında ot ve yapraklar, toz toprak vardı. Öylece duruyordu karşımda. Sanki doğumundan bu yana hiçbir şey giymemişti üzerine. Tamam da neden benim …

Okumaya Devam Et

06.06.2020

Hiçbir otun yetişmediği bir çölde nasıl oluyordu da bu ağaç yetişiyordu? Çöl müydü düş olan; yoksa bu ağaç mı? Mevzu bensem bir unsurun düş olması oldukça mümkündü. Ben hiçbir zaman emin olamazdım yaşadığım bir şeyin hangisinin düş, hangisinin gerçek olduğuna. Sebebi neydi bunun, bilmiyordum; ama etrafımda yaşadıklarımın hangisinin gerçek olduğunu hatırlatan arkadaşlarım oluyordu. Onların düş olup olmadığına da benim karar vermem gerekiyordu. Velhasıl işim zordu.

Okumaya Devam Et