15.11.2023

Eski tarz bir mimardım ben. Hem mimar, hem müteahhit, hem de bir inşaat işçisi. Bundan zerre kadar utandığım ya da böyle olabildiğim için kibirlendiğim yoktu. Aslında bir zamanlar kibirlendiğim doğruydu; ama işimi yapmanın zevki diğer tüm duygularımı önemsizleştirmişti. Baba mesleğim müteahhitlikti. Babam yaşamı boyunca çok fazla risk almış, neredeyse hep kazanmıştı. Kaybetse bile çok az şey kaybettiğinden, bir servetin müstakbel sahibi olarak doğmuştum. İnşaatlarda büyüdüğümden mimar olma fikri neredeyse doğuştandı. En çok eski mimarlara özenirdim; çünkü onların gerçekten işin başında olmaları işlerini daha iyi yapmalarını sağlıyordu. Ürünlerinden anlayabilirdiniz bu gerçeği. Kendi kendime söz vermiştim. Ben de böyle bir mimar olacaktım. …

Okumaya Devam Et

22.01.2019

Sandalyesine iyice yaslandı. Bir çocuk gibi, ön ayaklarını havaya kaldırdı, neredeyse arkaya düşecekmiş gibi… Kaldırdı, indirdi. ‘tak…’ Bir daha… Bir daha… Düşünüyordu ve o düşünürken böyle yapardı. Kıyıda hissetmenin aklına fikirler, yeni fikirler getirdiğini onlarca kere tecrübe etmişti. Bir senaristti. Bir ekibin yapacağı işi tek başına yapardı. Zengin bir adam olduğu için, sadece kendi senaryolarını oynattığı film ve diziler bulunan bir kanalı vardı. Üretken bir zengindi o. Kimseye hesap vermez, riskini kendisi alır ama korkmazdı. Hayalperest, üretken bir zengin adam. Geçindirecek bir ailesi, yani ayak bağı bulunmayan… Bu kez çok daha önemli bir şey üzerinde çalışıyordu. Onun için riski biraz …

Okumaya Devam Et

03.11.2018

Bir hırsız oluşumun bir sürü insan için önemli olduğunu biliyorum. Hatta diğer hırsızlar için dahi önemli olsa gerek. Yani evet, hırsızlar arası bir dayanışma olsa da; hangimiz hangimize gerçekten güveniyoruz ki hırsızlar arasında? Ben kimseye güvenmiyorum. Hırsız hırsızdan çalmaz edebiyatına zerrece inanmıyorum. Yok öyle bir dava kardeşim! Niye çalmasın ki? Ona bakarsan herkes hırsız… O zaman kimse kimseden çalmasın. Bu saçmalığa da hep ayar olmuşumdur ha. Zenginden alıp fakire verme zirzopluğu da dediğim gibi zirzopluktan başka bir şey değil. Ulan sen kim oluyorsun da birisinin zengin olduğuna karar veriyorsun? Parası çok olmak mıdır zenginlik? Yahu hep saçmalık bunlar. Hangi birisinden …

Okumaya Devam Et

05.09.2018

Daktiloma kağıt takıp yazmaya başladım ve bu ilk cümlem. Merhaba… Ben bir ralli pilotuyum. Adımı söylemeyeceğim ama arkadaşlar arasında “Kurtçuk” diye bilinirim. İki anlamıyla da… Hem böcek olan kurtçuk; çünkü sessizdir ve kendisine özgü bir hareket etme şekli vardır. Hem de köpekgillerden olan kurt. Kurtçuk; çünkü ufak tefek ve gözlerimde çok fazla sarı benek var. Ve bakışlarım… Tıpkı bir kurda benzediğini söylüyorlar bakışlarımın soğukluğunun. Ben onların yalancısıyım. Rallinin her branşında yarıştım… ama devam etmeyeceğim bundan böyle. İştahım kalmadı ve bunun nedeni hakkında en ufak bir fikrim yok. Yine de fikir yürüteyim haydi. Bence; artık başka bir hırsımı bambaşka bir şeye …

Okumaya Devam Et

30.03.2018

Her açıdan tertemiz bir arabası vardı. Motorundan sis lambasına kadar her parçasını bizzat, uzun uğraşlar sonrasında yapmıştı. Tıpkı bir bitki gibi fotosentez yaparak çalışıyordu bu araba. Daha doğrusu fotosentezin sadece karbondioksit alıp oksijen verme bölümünü yapıyordu. Bir bitkinin gece yapacağı gibi yapmıyordu. Böyle bir şey icat ettiği için kendisiyle gurur duyuyordu. Pek yakında bu arabayı seri üretime geçirmeyi planlıyordu. Çok heyecanlıydı! Sıfırdan bu duruma gelebilmiş, yeterince varlıklı bir insandı o. Onun için bu arabayı yaparken kimseye ihtiyacı olmamıştı ekonomik olarak. Seri üretime geçerken de olacağını zannetmiyordu. Yine de halletmesi gereken bir sürü iş çıkacaktı. Her şeyi tek başına halledemezdi ya. …

Okumaya Devam Et

15.11.2017

Telefonunu eline aldığında tuhaf şekillerden oluşan bir mesajın geldiğini gördü. Gönderen kişi ya da numara görünmüyordu. Sadece birkaç tane sınıflandıramadığı, bir şeye benzetemediği, kayan şekil vardı. Telefonundaki verilere mi göz koymuşlardı acaba? Bakışlarını şekillere sabitledi. Sabitlediği an, adeta zihni yalpalamaya başlamıştı. Sonra uçmaya başladı. Acaba bedeniyle mi, yoksa zihniyle mi uçuyordu? Ceplerinde ne olduğunu hatırlamaya çalıştı, hatırlayamadı. Elini cebine soktu ve banka kartıyla alışveriş yaptıktan sonra ayakkabı mağazasının verdiği işlem kağıdını çıkardı. Acaba bilinçaltında mı hatırlıyor ya da uyduruyordu bu kağıdın varlığını; yoksa gerçekten tüm varlığıyla uçmakta mıydı? Bu arada nereye gidiyordu acaba? Zifiri karanlık bir boşlukta uçuyordu. Hiçbir şey …

Okumaya Devam Et