22.12.2018

Fakirlikten gelme bir grup insandık. Yaklaşık on beş-yirmi aileydik. Aramızda bekarlar da vardı. Onlar da beş altı taneydi ve onların da kendi tek gözlük odacıkları vardı. Gecekondularımız işgal edilmişti, yıkmışlardı onları ve evsiz kalmıştık. Allahtan aramızda inşa etmesini bilenler vardı ve boş bir arazi… Bu araziyi kanımızla kazanmıştık… Aslına bakarsanız bizim arazimizdi. Yıktıkları gecekondular yerine bize verilmişti. Yani almıştık… Apartman yapacak, içinde oturacaktık. Bir nevi gökdelen. Sağlam bir gökdelen olacaktı. Gecekondularımız gibi olmayacaktı. Yeni ve sağlam… Hepimiz, çoluk çocuk, kadın- erkek demeden hepimiz, girişmiştik inşaya. Öyle ya, evimizi yapıyorduk. Geri kalan hayatımızın geçeceği yeri… İnşa bitmişti. Kapı ve pencereler yepyeniydi. …

Okumaya Devam Et

21.11.2018

Bir kolyem vardı, aile içinde nesillerdir aktarılan. Birkaç kız çocuğu olsa bile bir şekilde hak edenin aldığı; ya da zorbalıkla alınan… En son da ailenin tek kız mirasçısı olan bana aktarılmıştı. Galiba ben son olacaktım çünkü çocuğum olmuyordu. Bir bebeği evlat edinmek istiyordum yıllardır ama bir türlü kendimi gerçekten hazır hissetmiyordum. O gün, bir kafede yalnız otururken; küçük bir kız çocuğu yanıma geldi. Kirliydi. Sokakta yaşadığı belliydi. Kolyemi tuttu ve istedi. Öylece, istedi. Gösterişten oldukça uzak olan kolye, satılsa zerrece para etmezdi. Parlak falan da değildi… Oysa o para bile istememişti. Verdim… Kolyemi de… Anneliğimi de…

Okumaya Devam Et

05.09.2018

Daktiloma kağıt takıp yazmaya başladım ve bu ilk cümlem. Merhaba… Ben bir ralli pilotuyum. Adımı söylemeyeceğim ama arkadaşlar arasında “Kurtçuk” diye bilinirim. İki anlamıyla da… Hem böcek olan kurtçuk; çünkü sessizdir ve kendisine özgü bir hareket etme şekli vardır. Hem de köpekgillerden olan kurt. Kurtçuk; çünkü ufak tefek ve gözlerimde çok fazla sarı benek var. Ve bakışlarım… Tıpkı bir kurda benzediğini söylüyorlar bakışlarımın soğukluğunun. Ben onların yalancısıyım. Rallinin her branşında yarıştım… ama devam etmeyeceğim bundan böyle. İştahım kalmadı ve bunun nedeni hakkında en ufak bir fikrim yok. Yine de fikir yürüteyim haydi. Bence; artık başka bir hırsımı bambaşka bir şeye …

Okumaya Devam Et

11.06.2018

Papatyaların kokusunu aldığında hissedeceğiniz o bahar müjdesi gibiydi. Hem de o dört mevsim böyleydi. Sesini duyduğunuzda ipek mendile sarılmış bir fener gelirdi gözünüze adeta. Işıl ışıldı. Gülümsemesi hafifçecik gül kokar, papatya kokusuna eşlik eder, onu daha bir belirginleştirirdi. Papatya çayı kadar sakinleştirirdi onunla konuştuğunuzda. Bir papatya kadar kışa dayanıksızdı ama. Evet, dört mevsim papatyaydı; fakat hüzne, evhama gelemezdi. Bir bir kopardı yaprakları. Bu demek değildi ki en ufak bir sıkıntıda su koyuveriyor. Sıkıntıların kendince, yavaş yavaş üstesinden gelmeye çalışırdı. çoğu zaman gelirdi de. Zaten onun için dört mevsim papatyaydı. o bir papatyaydı, bense bir dolu tanesi… Sanıyorum ki onun için …

Okumaya Devam Et

29.03.2018

Kar yağıyordu. Usul usul yağıyordu. Yere düşen her kar tanesini duyabiliyordu. Bu sesler ona huzur veriyordu. Bir ağaç kovuğunu birkaç gündür mesken edinmişti. Hatta sağ olsun örümcekler bir pencere bile örmüşlerdi. Hem o yararlanıyordu bundan hem de elbette örümcekler. Ağların ısı yalıtımlı olduğunu keşfetmişti. Ya da zaten üşümemekteydi. Hangisinin geçerli olduğundan pek emin değildi. Zaten pek o kadar önemli değildi. Birkaç saat sonra, uykusunu alır almaz oradan ayrılmayı düşünüyordu. Kar tanelerinin sesi eşliğinde uyudu. Uyanır uyanmaz, tek harekette, örümcek ağını en az yırtacak şekilde kovuktan çıktı. Nereye gideceğini bilmese de; oradan ayrılmak istediğini biliyordu. Biraz yürüdü. Temiz bir su birikintisinden …

Okumaya Devam Et

22.03.2018

Galiba on üç yaşına bastığı günün ertesi günü fark etmişti. Bir sırrı vardı. Kimseye söyleyemeyeceği bir şey… Kendisine bile… O Midas’ın kulaklarının eşek kulakları olduğunu kuyuya söyleyen berber değildi. Sırrını içinde büyüttü ve büyüdü. Bir sürü insan girdi hayatına. Bir sürü insan zaten vardı ama hiç kimseye söyleyemedi. Kimseyi sırrını söyleyecek kadar yakın görmedi… Genç yaşında, çok severek evlenmişti. Eşiyle her şeyi paylaştı. Sırrı dışında… Çocukları oldu. Her saniyesinden haberdardı ailesi ama sırrını bilmiyorlardı. Yabancı bir sürü insanla konuştu. Onlara anlatsa hiç kimsenin haberi olmazdı ve rahatlardı belki ama kimseye sırrına dair hiçbir şey anlatmadı. Yaşlandı. Torunları oldu. Ölmek üzereyken …

Okumaya Devam Et