Otobüsle mi; yoksa uçakla mı gideceğine bir türlü karar veremiyordu. Bir an önce gitmek istediği bir gerçekti ama uçak yolculuklarından pek hoşlanmazdı. Korktuğundan değildi. Yolla bağını en aza indirgiyordu uçaklar. O böyle düşünüyordu. Oysa otobüste gittiği her kilometreyi iliklerinde hissederdi insan. O kredi kartıyla ödeme yapmaktan da hoşlanmazdı aynı nedenle. Nakit parayı her zaman tercih ederdi. Ama kitabı elektronik kitaba tercih etmezdi. Önemli olan okuyor olmaktı ona göre. Otobüse e-kitap okuyucusunu da götürecekti. Zaten üç şey götürecekti kendisiyle. üç-beş kat kıyafetinin ve tuvalet malzemelerinin bulunduğu bir sırt çantası, içinde e-kitap okuyucusunu da barındıran bir kol çantası ve telefonu… Hayatını baştan …
Etiket: otobüs
03.09.2018
Bazen birisiyle, rastgele birisiyle sohbet ettiğimizde onunla çok eskiden beri tanıştığımızı zannederiz. Heyhat… Bu çoğunlukla sadece bir zandan ibarettir. O zamanın başlangıcından, en azından bizim hayatımızın başlangıcından beri bizi tanıyordur sanki. Diğer yandan da bizi hiç tanımıyordur. Onun yanında kendimizi göstereceğimizi çünkü onun zaten bizi tanıyıp bildiğini düşünürüz. Yanında özgür olduğumuzu, zannederiz. Ne var ki, kısa süren bir özgürlüktür bu. Tanımak istediğimiz an bozulacak türde bir özgürlük. Çünkü o zaman hakkımızda ne düşüneceğini umursadığımız an başlamaktadır. İşte onunla da öyle bir anı yaşamıştık. Benden yaşça büyüktü ve bir şehirlerarası otobüste seyrederken tanışmıştık. Bir molada… Sonra da diğer molalarda sohbetimize azar …
13.04.2018
Deliliğin tanımını yapmak kadar saçma bir şey olabilir mi? Evet. Aşkın ve sevginin tanımını yapmak… Bu üç kavram herkes tarafından serbestçe kullanılmasına rağmen en tartışmalı kavramlar arasında başı çekiyor. Yine de sevip aşık olabilen bir deli olmayı hedefleyen biri olarak; bu kavramların tanımsızlığıyla gurur duyuyorum ve bu tanımları her yönüyle üzerimde barındırmak istiyorum. Bunun için yapmam gereken şey çok basit. İstediğimi yapıyor, istediğimi söylüyor, istediğimi bırakıyor, istediğimi kapıyorum… Aslında, her tanımı üzerime almak yerine herkes gibi sadece kendi tanımımı yaratıyorum. Bunu da dünya görüşü olarak benimsiyorum. Benimsiyordum… Bir gün, uzun zamandır görüşmediğim çocukluk arkadaşımın arayıp davet etmesi üzerine, kenar mahallelerden …
17.11.2017
Geniş bir caddede yürümekteydi. Kaldırımda yer yer geniş çukurlar, çukurların içlerinde cılız ağaçlar sıralanmıştı. Her dakika egzoz soluduklarından mı bu kadar cılız kalmışlardı? Kaldırımın kenarında bir mısır satıcısı ne yaptığını, neden orada beklediğini unutacak kadar işsiz kalmıştı. Öylece pineklemesinden belliydi. Canı mısır istemese de adamcağızın biraz hareketlenmesi, umutlanması için bir mısır almaya karar verdi. Seslendiğinde, anında umutla irkilmiş olması verdiği paraya değmişti. Mısırdan bir ısırık aldı. Taneler dişlerinde patladı ama tuz koydurmayı unutmuştu. Adama tekrar el etti. Adam minnettar, hemen cömertçe tuzu mısıra döktü. Mısır güzeldi. Şu küçük ama olmuş tanelilerden… Yoluna devam etti. Durakta durup otobüs beklemeye koyuldu. Tam …