Kendisine ‘hakime’ denmesinden hiç hazzetmeyen, eğer mesleğinden bahsedilecekse ‘yargıç’ tabirini tercih eden kadın, o akşam bir arkadaşının doğum gününe gitmekteydi. Orta halli insanların oturduğu bir muhitteki apartmanın kapısının önünde, haftada bir paketi ancak tüketecek kadar nadir olarak eşliğinden yararlandığı sigara paketini çıkarıp içinden bir dal alarak ağır ağır içti. Aslında oraya gitmek istemiyordu ama eski arkadaşlarıydı hepsi. Gitmezse kendisini bir parça daha yalnızlaştıracak, günbegün semiren yalnızlığı servetine servet katacaktı. Sigarasını bitirip izmariti apartmanın bahçesindeki çöp kutusuna attıktan sonra merdivenlerden bir çırpıda çıktı. Hayatının hiçbir döneminde merdivenlerden yavaş çıkmamıştı. Merdiven tırmanmak başlı başına bir eğlenceydi onun için. Kapının önüne geldiğinde bir …
Etiket: mahalle
17.04.2018
Berber, tıraş ettiği her adamı öldürmemek için kendisini tüm gücüyle kontrol etmeye çalışıyordu. Her defasında… Tıraş ettiği her adamda her şey yeniden başlıyordu. Üstelik çok nadir berberin yaptığını yapıyor, eski usul usturasıyla tıraş ediyordu insanları. Üretilen tüm jiletlerden daha düzgün tıraş ediyordu zira. Diğer mahalle ve semtlerden de insanlar geliyordu berbere usturayla tıraş edip bir tek damla kan bile çıkartmadığı için. Ve elbette tıraşın pürüzsüzlüğü için… Bir bilselerdi… Ölümden kıl payı kurtulduklarını, bir santimle sıyırdıklarını… Elbette, bir gün olan oldu ve oldukça zengin bir adam, kendi ölüm fermanını imzaladı. Kendisinin özgüven sandığı, oysa kelimenin tam anlamıyla cahillik ve ukalalığın birleşimi …
13.04.2018
Deliliğin tanımını yapmak kadar saçma bir şey olabilir mi? Evet. Aşkın ve sevginin tanımını yapmak… Bu üç kavram herkes tarafından serbestçe kullanılmasına rağmen en tartışmalı kavramlar arasında başı çekiyor. Yine de sevip aşık olabilen bir deli olmayı hedefleyen biri olarak; bu kavramların tanımsızlığıyla gurur duyuyorum ve bu tanımları her yönüyle üzerimde barındırmak istiyorum. Bunun için yapmam gereken şey çok basit. İstediğimi yapıyor, istediğimi söylüyor, istediğimi bırakıyor, istediğimi kapıyorum… Aslında, her tanımı üzerime almak yerine herkes gibi sadece kendi tanımımı yaratıyorum. Bunu da dünya görüşü olarak benimsiyorum. Benimsiyordum… Bir gün, uzun zamandır görüşmediğim çocukluk arkadaşımın arayıp davet etmesi üzerine, kenar mahallelerden …
17.02.2018
Bir kasaba uğramıştım. Bir kilo pirzola ve bir tam dil alıp çıktım. Çıktığımda, oturduğum kenar mahallenin çocuklarının sessizce etrafımı sardıklarını fark ettim. O kadar sessizdiler ki, onları fark ettiğimde çoktan etrafımdaki çemberi daraltmaktaydılar. Uzun boyumun avantajıyla bir adım atayım dedim, adeta su gibi akarak engellediler beni. Tuhaftı, hiç böyle yapmazlardı. Cebimden birkaç kuruş çıkartıp attım, kafalarını bile çevirmediler. Oysa can atarlardı daha önce attığımda paraları kapmak için Yaklaşıyorlardı… Bir miktar güç kullanayım dedim, çokluğun gücüyle baskın çıktılar. Baktım bir şey yapamayacağım, çaresiz, öylece beklemeye başladım. Ne yapacaklardı bana? Yiyecek değillerdi ya.