Delici bir baş ağrısı, yakasını bir türlü bırakmıyordu. Yazamıyor, yazamıyordu. Yazmak şöyle dursun, düşünemiyordu. O da bunun üzerine bunları yazmakla yetinmeye karar verdi bugünlük. Yine de kendisini yenemeyerek şunu sordu: Düşünemeyen hissedebilir miydi?
Etiket: yazmak
20.05.2018
Canı sıkılıyordu ve yapabileceği hiçbir şeyin can sıkıntısını geçiremeyeceğini biliyordu. Bir tek şey hariç. Onu yaptığı taktirde can sıkıntısı gidecekti ama diğer tüm şeyler de gidecekti onunla birlikte. O da can sıkıntısını geçici olarak unutturan ya da azaltan şeyler yapıp hayatına devam etmeyi tercih etmişti. Öldüğünde, mezarına “Zaten canı sıkılıyordu,” yazmalarını vasiyet etti. Zaten canı sıkılıyorduysa neden yaşamaya devam ettiğinin kesin hiçbir açıklaması yoktu.
05.05.2018
“Ne istiyorsan onu yap…” Bu cümle hayat felsefesiydi. Bu cümleyi hayat felsefesi olarak benimseyen birisinin, ; her şeyi çözdüğünü düşünen, rahat bir insan olduğunu düşünebilirdiniz. Oysa durum tam tersiydi; çünkü o ne istediğini bilmenin, istediğini yapmaktan çok çok daha zor olduğunu idrak edebilmişti. Ne istediğini bilmek uzun bir süreç gerektiriyordu ve aslında felsefesinin sıkıntısının çözümü de felsefenin kendisindeydi. Ne istiyorsa onu yaparak ne istediğini bilecekti. Hıdrellez günleri onu her daim düşündürürdü. Diğer hiçbir önemli günü, zerre kadar önemsemezdi zihninde. Elbette topluma dahil olabilmek için önemsiyormuş gibi yaptığı olmuştu ama gerçekte Hıdrellez gününden başka hiçbir önemli olduğu öne sürülen gün dikkatini …
11.02.2018
Bir program kodlamıştı. Daha doğrusu bir site üzerinden indirebileceğiniz bir program kodlamış, ancak siteye girip üye olarak kodunu alan insanların yararlanabilmesini sağlamıştı bu hizmetten. Programın adı “Şişe” idi. Denize atılan içine mesaj yazılı kağıt konan şişelerden esinlenmişti. İnternet denizinde, rastgele mail adresleri bularak yazmış olduğunuz mesajı gönderen bir sistemdi bu. Ne isterseniz yazabilirdiniz. Dertleşebilirdiniz mesela. Eğer kaderciyseniz ve her yerde aşkı arıyorsanız, harika bir aşk mektubu döşeyebilirdiniz fotoğrafınızla birlikte. Yeterince romantikseniz fotoğrafınızı bile göndermez, yazdığınız mektuptan size aşık olunmasını bile beklerdiniz. Cinsiyetler tutarsa tabii. Ya da kimseye açamadığınız bir giz varsa yüreğinizde, onu yazardınız Midas’ın kuyuya bağırması gibi. Bunun gibi …