04.09.2018

Bisikletime atlayıp gökkuşağından geçersem; bisikletim bir ata, ben de çok eski zamanlardaki bir münzeviye dönüşür müydük acaba? Cinsiyetimin değişmesini istemiyordum. Sadece bir kadına münzevi olma şansı verebilen bir topluma ve zamana ışınlanmak istiyordum. Cadı olarak yakılmadan; ya da bir kız kurusu şeklinde değerlendirilmeden; böyle değerlendirilmek önemli değildi ama bunun için rahatsız edilmeden yaşayabileceğim bir mekan ve zamana… Bir kedi rahatlıkla kişiliğini yaşayabiliyorsa ben de yaşayabilmeliydim. Gerçi kedilerin sokaklarda gözü kulağı parçalanmış olması, onların da pek rahat yaşayamadığını göstermiyor muydu? Yine de… en azından bir kedinin kayıtsızlığı ve kaderciliğiyle davranabilmek… oldukça özenilesiydi. Peki neden bunu istiyordum? Hem de gerçekleşmeyeceğini bile bile… …

Okumaya Devam Et

11.07.2018

Bir yüze, bir bedene bürünmek mümkün olabilseydi… Yani istediğimiz bir yüz ve bedene… Ben en akılda kalmaz olanına bürünmek isterdim. Her şeyim silik olsun dilerdim. İnsanlar beni fikirlerimle kafalarına alabilirlerse, işte ancak o zaman görünür olabilmek için. Tıpkı bir hayalet gibi.., hayal edebildiklerinde görünmek isterdim. Gerçek olan beni zihinlerinde canlandırabildiklerinde. Eksikliklerim ve fazlalıklarımla. Eksikliklerimi gidermek, fazlalıklarımdan alabilmek için… Kül Kedisi masalındaki peri, keşke bana uğrasaydı. İşte o zaman ondan gece yarısına kadar bu şekilde silik olmayı dilerdim herhalde. O zaman camdan bir ayakkabı düşürmeme gerek kalmazdı. Eğer beni görürse… Yeterdi işte… Gerçi, ben bir erkek olduğum için… Ne fark eder …

Okumaya Devam Et

05.05.2018

“Ne istiyorsan onu yap…” Bu cümle hayat felsefesiydi. Bu cümleyi hayat felsefesi olarak benimseyen birisinin, ; her şeyi çözdüğünü düşünen, rahat bir insan olduğunu düşünebilirdiniz. Oysa durum tam tersiydi; çünkü o ne istediğini bilmenin, istediğini yapmaktan çok çok daha zor olduğunu idrak edebilmişti. Ne istediğini bilmek uzun bir süreç gerektiriyordu ve aslında felsefesinin sıkıntısının çözümü de felsefenin kendisindeydi. Ne istiyorsa onu yaparak ne istediğini bilecekti. Hıdrellez günleri onu her daim düşündürürdü. Diğer hiçbir önemli günü, zerre kadar önemsemezdi zihninde. Elbette topluma dahil olabilmek için önemsiyormuş gibi yaptığı olmuştu ama gerçekte Hıdrellez gününden başka hiçbir önemli olduğu öne sürülen gün dikkatini …

Okumaya Devam Et

10.12.2017

Uyandığımda alarmın tiz sesini duymamak tuhaftı. Her gün en az altı kere ertelerdim. Her hafta değişen, git gide rahatsız edici olan sesler bulurdum beni uyandırabilmesi için. Neler denememiştim ki! Aslan kükremesinden bebek ciyaklamasına, en gürültülü hız motosikleti sesinden devamlı öten, hiç bitmeyeceğe benzeyen, tiz biplemeye kadar… O sabah alarm çalmıyordu. Cin gibiydim hem de. Saate bakmak için telefonumu arandım. Ama her şeyden önce gözlerimi açmam gerekiyordu. Daha doğrusu uyku maskemi çıkarmam… İlginçti. Yüzümde maskenin hissi olmamasına ve gözlerim açık olmasına rağmen maskenin yarattığı türden bir karanlık hakimdi ortama. Kollarımı kaldırayım dedim, yumuşak bir şeyin engellemesiyle karşılaştım. Bu daha da ilginçti. …

Okumaya Devam Et

25.11.2017

Bir anahtar… Kapının altından bir zarfın içinde bir anahtar itilmişti. Bir de yazı vardı zarfın içinde. Bu anahtarın her kapıyı, kilitli her şeyi açacağını iddia eden… Küçücük bir kumbara kilidinden bir banka kasasının kapısına kadar her yeri açıyordu yazıya göre. Kumbarada değil de; bitpazarından aldığı çok eski, kilitli bir defterin kilidini açabildi. Ardından hep kilitli olan restore edilmeye başlanıp sonra öylece bırakılmış bir camiin kapısını açmayı denedi ve onda da başarılı oldu. Gerçekten de yazılanlar doğruydu. o ana kadar denediği her şeyi açabilmişti. Tamam da; neden ona böyle bir zarf gelmişti? Neden başkasına değil de ona Bir hırsız değildi ki …

Okumaya Devam Et