Bunun üzerine, tekrar ailemin yanına döndüm. Belki kendim gibi düşünenleri bulabilirdim orada. Ailemin bulunduğu çevreye pek az girdiğimden; onların tersine içinde bulundukları durumdan sıkılan, bu durumu değiştirmek isteyen birileri vardı belki de. Birkaç genç… Sadece birkaç genç bulabilmiştim. Onlar benim yaptığım gibi gerçek dünyaya atılmamış, yüzünün bir tarafını yakmak gibi radikal bir saçmalıkta bulunmamıştı. Onlar ellerinin nasırlarıyla övünmekle yetinmişlerdi. Aslına bakarsanız, ‘yetinmek’ sözcüğü pek bir ukalaca kalıyor. Onlar benim yapmak istediğimi, ortam değiştirmeden yapabilmiş, hatta kendilerini altınlara kabul ettirebilmişlerdi. Oysa ben… Artık kaslanmışlardı. Yüksek ısı olmadan sertleşmenin bir yolunu bulmuşlardı. Aralarına katılıp ellerimin nasırlanması, güçlenmek ve sertleşmek için çalışmaya başlamıştım. …
Etiket: yüz
25.09.2018
İnsanlığın doğasıyla ilgili günler ve geceler boyunca düşünmüştüm. Ölümle, ölümsüzlükle, yasak elmanın mahiyetiyle, kadın ve erkekle ilgili. Bunların kutsal metinlerde ve destanlardaki mesajlarıyla ilgili… Sanki sadece düşünerek tüm cevapları bulabilecektim… Ve biliyor musunuz, tam da öyle olmuştu. Cevapları sadece düşünerek olmasa da bulmuştum. Bunun için düşünmeye, uzun uzadıya düşünmeye çok şey borçluydum elbette. Düşüncelerimin sınırlarını çizen kutsal metinler; tıpkı birbirlerine paralel mendirekler gibi, düşüncelerimin gereksiz taşkınlıklarına set çekip olgunlaşmış fikirlerime demir atacak bir ortam sağlamışlardı. Kuşkusuz bilimsel araştırmalar…. Onlar olmasaydı hiçbir şey yapamazdım herhalde. Tüm bu düşünme, fikir bulma, onları bilimsel araştırma ve kanıtlarla olgunlaştırma sonrasında, elime somut bir şey …
22.05.2018
Erkenden kalkmak için erkenden uyumak gerekirdi. Ya da hiç uyumamak… O genellikle hiç uyumamayı seçerdi. Daha doğrusu hiç uyumamak zorunda kalıp bunu seçtiğini söylerdi kendi kendisine. Hiç uyuyamayan bir insanın varlığı konusunda şüpheye düşerseniz onu izlemeniz yeterliydi. Hayatında hiç uyumamıştı ve uykusuzluk hastalığı çekenler gibi bu durumdan mustarip olduğunu hissetmemişti. Uyku onun için hiç olmamıştı. Tıpkı doğuştan hiç görmeyen birisi için hiç ışık ve karanlık kavramının olmadığı gibi. Hafızasında ya da öğrenebilme yeteneğinde de bir sorun yoktu. Halüsinasyon falan da görmüyordu hiç. Sadece uyumuyordu. Uyku hapı verildiğinde bile sadece yavaşlıyordu. Doz aşımı durumu söz konusu olmuyordu hem de. Yüz on …
23.04.2018
Çelimsizdi. Yüzü bir avuç bile değildi. Gözleri hep uykusuzluktan kıpkırmızıydı. Uyuyamıyordu. Onun için uyumak ölümden de beterdi sanki. Uyuduğunda elinden bir şeyleri alınabilirdi. Ya da bir yere sürüklenir, öylece, bağlanabilir ve yavaşça, çok yavaşça işkence ile öldürülebilirdi. oysa ne kadar uykusuz da olsa, uyumadığında her an kaçabilirdi. Kaçamasa bile, en azından uykusunda yakalanmamış olurdu. O, kaçmakta ve saklanmakta ustaydı. Gündüzleriyse durum başkaydı. O zamanlar öğreniyorlardı. Kendisine işkence yapabilecek insanlarla birlikte hem de; ama gündüzler yasaklıydı. Kimse zorbalık yapamazdı. Bir okuldu burası. Sıra dışı olduğunu çoktan anladığınız bir okul… Bu okulda, çoğunlukla en çok parayı verenin belirlediği yüksek bir amaca uyması …