Kendisini, alanı çiğnenmiş köpek gibi hissediyor, her düşüncesine işese de her düşüncesinde insanların kokularını alıyor, aldıkça da havlamaktan sesi kısılıyordu.
Etiket: düşünce
21.01.2019
“Çok düşünme!” “Yeter artık, bu kadar ciddiye alma, düşünme artık.” “Çok düşünüyorsun…” Hep böyle demişti insanlar bana. Belki de beni küçümsemişlerdi. Hem de düşündüğüm için. Öyle sakin, az konuşan bir insan değildim, en mantık timsallerinden. Yok, ben normaldim. Yani düşünüyor gibi yapmadan düşünenlerinden… İnsanlar düşündüğümü yakaladıklarında, biraz dalmam ve biraz anlamlı konuşmam en büyük belirtiydi, hemen yapıştırıverirlerdi o nefret ettiğim emir kipli, sadece yüklemden oluşan, gizli özneyi unutmayalım, cümleyi. “Düşünme!” Nedenini anlamıyordum. Çocukken düşünmemizi öğütleyen insanlar, biraz düşünmeye başladığımızda hemen tersini söylemeye neden yeltenirlerdi? Neden düşünmeyen insan makbul sayılırdı? Bir şeyi anında yapan, hiç düşünmeden; akıcı bir şekilde konuştuğunu sanan, …
25.09.2018
İnsanlığın doğasıyla ilgili günler ve geceler boyunca düşünmüştüm. Ölümle, ölümsüzlükle, yasak elmanın mahiyetiyle, kadın ve erkekle ilgili. Bunların kutsal metinlerde ve destanlardaki mesajlarıyla ilgili… Sanki sadece düşünerek tüm cevapları bulabilecektim… Ve biliyor musunuz, tam da öyle olmuştu. Cevapları sadece düşünerek olmasa da bulmuştum. Bunun için düşünmeye, uzun uzadıya düşünmeye çok şey borçluydum elbette. Düşüncelerimin sınırlarını çizen kutsal metinler; tıpkı birbirlerine paralel mendirekler gibi, düşüncelerimin gereksiz taşkınlıklarına set çekip olgunlaşmış fikirlerime demir atacak bir ortam sağlamışlardı. Kuşkusuz bilimsel araştırmalar…. Onlar olmasaydı hiçbir şey yapamazdım herhalde. Tüm bu düşünme, fikir bulma, onları bilimsel araştırma ve kanıtlarla olgunlaştırma sonrasında, elime somut bir şey …
13.05.2018
Ateşin başında otururken; düşünceleri kıvılcımlar gibi dağınık ve gelgeçti. Bir yerden başlarken başka bir yerde başka biri başlıyor, birbirlerine karışarak bir oluyorlardı. Daha onlar birleşmeden; başka bir taraftan bir başkası baş veriyordu. Bu da bir kütükmüşçesine zihnini tüketiyordu. Düşüncelerini inip kalkan kaşlarından, açılıp kapanan gözlerinden ve buruşan yüzünden okuyabilir; kah ağzından verip; burnundan aldığı, kah burnundan verip ağzından aldığı, kesik kesik nefeslerinden dinleyebilirdiniz. Antik toplumlarda olduğu gibi, onun da ocağı hiçbir surette sönmezdi. Yaktığı ateşte asla kömür kullanmazdı. Çabucacık sönse de hep reçineli ağaç kullanmayı tercih ederdi. Konu ateşe geldi mi; bir Mecusiden daha çok severdi ateşi. Ne var ki, …
09.02.2018
Aynalara bakmayı severdi, çok severdi. Bir şeyler yaparken kendisini göz hapsine almaktan haz duyardı. Bulunduğu yerleri aynalarla süslerdi onun için. Parçalı aynalar, büyük aynalar, düz aynalar, çukur aynalar… Diğer insanları da aynadaki yansımalarından izlemekten hoşlanırdı. Su kıyılarında dolaşmayı da severdi. Doğal ayna olan su birikintilerinde, bulanık da olsa, kendisini seyretmek ona büyük haz verirdi. Öldüğünde onu kapağında ayna olan bir tabutla defnetmelerini vasiyet etmişti. Bakmasa da; bakamasa da böyle bir şansı olduğunu bilmeye ihtiyacı vardı çünkü. Yaşlanmıştı ve gözleri görmez olmuştu. Bu duruma, en çok aynalara bakamayacağı için üzülmüştü. Bu kez kendi vücuduna dokunmaya başladı. Her hareketinde elleri vücudundaydı. Bir …
31.12.2017
Bugün saat 00:00 itibarı ile öbür yıla bir giriş yapılacaktı ve bu kutlanıyordu. Şaşırıyordum bu duruma her defasında. Hiçbir şey olmuyordu çünkü. Farklı hiçbir şey… Doğum günleri, bayramlar ya da yıldönümlerine de… Onlar kutlanıyordu da kafanı zorlayan bir sorundan kurtulduğunda ya da hayatında bir değişiklik olduğunda basitçe mutlu olup geçiştiriyordun. Bu nasıl bir çelişkiydi, bir türlü idrak edemiyordum. Peki ben farklı mı davranıyordum? Tabii ki hayır… İnançlar, yaşayış tarzları… hepimize olduğu gibi bana da baskı yapıyordu. Geçenlerde bir sorunumu çözmüştüm mesela. Yılbaşı yerine onu kutlamalıydım bence. Çok daha anlamlı olacağı kesindi… Altı ya da yedi yıl önce, insanlara, oradan geçen …