Evim küçücüktü. Bir oda bir salon. Mutfağı biraz büyüktü sadece. Evin iki lüksünden biriydi. Küçük de bir balkonu vardı yatak odamda, bu da ikinci lüksüydü. Sadece ben yaşıyordum. Binbir zahmetle alabilmiştim. Bir zamanlar iyi kazanıyordum. Şimdi o kadar hırs yapmama gerek yok, nasıl olsa bir evim var. Hem pek hırslı biri sayılmam. Sadece yalnız bırakılma arzumdu beni kamçılayan. Ve yalnızdım… O gün de tek başıma uyumaktaydım. Gecenin yarısıydı. Bir ses duyup uyanıverdim. Aniden… Koca bir karaltı balkonuma tırmanıyordu. Ve evime girecekti. Evime hırsız giriyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Tam balkondan eve atlarken yetişip ayağından çekip yere düşürdüm. Kafası balkonun …
Etiket: hırsız
03.11.2018
Bir hırsız oluşumun bir sürü insan için önemli olduğunu biliyorum. Hatta diğer hırsızlar için dahi önemli olsa gerek. Yani evet, hırsızlar arası bir dayanışma olsa da; hangimiz hangimize gerçekten güveniyoruz ki hırsızlar arasında? Ben kimseye güvenmiyorum. Hırsız hırsızdan çalmaz edebiyatına zerrece inanmıyorum. Yok öyle bir dava kardeşim! Niye çalmasın ki? Ona bakarsan herkes hırsız… O zaman kimse kimseden çalmasın. Bu saçmalığa da hep ayar olmuşumdur ha. Zenginden alıp fakire verme zirzopluğu da dediğim gibi zirzopluktan başka bir şey değil. Ulan sen kim oluyorsun da birisinin zengin olduğuna karar veriyorsun? Parası çok olmak mıdır zenginlik? Yahu hep saçmalık bunlar. Hangi birisinden …
13.08.2018
Biliyordu. Yaşamak için bir sürü neden vardı. Peki o ne diye başka sebepler arıyor, yenilerini diliyordu? Neden eskilerini değerlendirip yenilemiyordu? Neden devamlı istiyor, olanları itiyordu? Böyle yapınca önü hep boş kalıyor, o devamlı aranıyor, hiçbir şeyi yokmuş gibi görünüyordu işte. Eh, bu şekilde olunca da; yaşamak için sebepler aradığında, sadece önündeki boşluğu görüyordu. Bir gün, kendi halinde birisine rastladı. Yanında yöresinde bir sürü yaşama sebebi bulunan, elleri kolları dolu olan birisine… Usta bir yankesici sandı kendisini ve içlerinden bir taneciğini, aşırdı. Bir sürü insanın yaptığı hatayı o da yapmıştı işte. Kendisinin olmayan bir amacı, bir sebebi aşırmıştı. Bu sebep, onu …
03.08.2018
Kendisine ‘hakime’ denmesinden hiç hazzetmeyen, eğer mesleğinden bahsedilecekse ‘yargıç’ tabirini tercih eden kadın, o akşam bir arkadaşının doğum gününe gitmekteydi. Orta halli insanların oturduğu bir muhitteki apartmanın kapısının önünde, haftada bir paketi ancak tüketecek kadar nadir olarak eşliğinden yararlandığı sigara paketini çıkarıp içinden bir dal alarak ağır ağır içti. Aslında oraya gitmek istemiyordu ama eski arkadaşlarıydı hepsi. Gitmezse kendisini bir parça daha yalnızlaştıracak, günbegün semiren yalnızlığı servetine servet katacaktı. Sigarasını bitirip izmariti apartmanın bahçesindeki çöp kutusuna attıktan sonra merdivenlerden bir çırpıda çıktı. Hayatının hiçbir döneminde merdivenlerden yavaş çıkmamıştı. Merdiven tırmanmak başlı başına bir eğlenceydi onun için. Kapının önüne geldiğinde bir …
21.05.2018
Eteklerimin zil çalması beni her daim mutlu etmiştir. Evet, gerçek anlamıyla küçük çanlar diktiğim etekler giymek alameti farikam olsa gerek. Benden başka hiç kimse böyle bir şey yapar mı bilmiyorum. Bu kadar gürültücü olma pahasına… Bunu ister mi herhangi biri? Eteğimde tam on sekiz çan dikili ve bu sayının artacağına dair umutlarım var. Diktiğim her bir çanın anlamı var. Ne sandınız ki? Böyle ‘saçma’ bir şeyi yapıp çanların hiçbir anlamı olmayacağını mı düşündünüz? En soldakinden başlayayım: İlk çanım bir çocuğun beni ağlarken yatıştırmasıyla geldi. Onu eteğime dikmek aklımdan bile geçmiyordu ama yaptım işte. Bir de baktım ellerim çanı bir cırtcırta …
25.11.2017
Bir anahtar… Kapının altından bir zarfın içinde bir anahtar itilmişti. Bir de yazı vardı zarfın içinde. Bu anahtarın her kapıyı, kilitli her şeyi açacağını iddia eden… Küçücük bir kumbara kilidinden bir banka kasasının kapısına kadar her yeri açıyordu yazıya göre. Kumbarada değil de; bitpazarından aldığı çok eski, kilitli bir defterin kilidini açabildi. Ardından hep kilitli olan restore edilmeye başlanıp sonra öylece bırakılmış bir camiin kapısını açmayı denedi ve onda da başarılı oldu. Gerçekten de yazılanlar doğruydu. o ana kadar denediği her şeyi açabilmişti. Tamam da; neden ona böyle bir zarf gelmişti? Neden başkasına değil de ona Bir hırsız değildi ki …
22.11.2017
Çalmak onun için bir tutkuydu. Bir şeyler çalmanın heyecanını, hayatındaki hiçbir şeye benzetemezdi. Bunun sebebini hiçbir zaman anlayamamıştı ama durum buydu işte. Çalınan şeyin büyüklüğü teoride önemli değildi. Her defasında aynı dozdaydı heyecanı ama pratik olarak aç kalmamalıydı tabii. Bir şeyi çaldığında ilk duygusu, sahip olmanın getirdiği mutluluktu. İkincisi de çaldığı insanın, tanısa da tanımasa da değişmezdi, çekeceği yoksunluğun hayali… Gaddar biri olmamıştı hiç ama bu durum onu mutlu ederdi. O yoksunluk… Onun hayali… Tatmin ederdi onu. Hatta bazen yakın arkadaşlarının çok değer verdiği bir şeyi aşırır ve onlar hakkında, onların yokluğu hakkında günlerce yakınmalarını dinlerdi. İşte o zaman çok …